Yapılan bir araştırmaya göre üniversite öğrencilerinin %75’i test usulü yapılan sınavlarda akla gelen ilk seçeneğin doğru olduğuna ve seçimi değiştirmemek gerektiğine inanıyor. Üstelik bu durum öğretmenler arasında da oldukça yaygın bir kanı. Öğretmenlerin %55 i aynı görüşü paylaşırken sadece %16 sı tersini savunuyor.

    Son 70 yıl içinde yapılmış olan 33 araştırmayı konu alan bir incelemede ilk düşündüklerinden vazgeçip farklı bir seçim yapanların ortalamaya göre daha başarılı oldukları saptanmış. Yine bu incelemede fikrini değiştirdiği için hiç kimsenin düşük bir not almadığı da ortaya konmuş.

    Bu konuda yapılan hemen her araştırmada, istatistiki olarak cevabını değiştirenlerin doğru cevap verme ihtimalinin ilk seçimlerine sadık kalanlara oranla çok daha yüksek olduğu ortaya çıkıyor. Yani tam olarak emin olamadığınız durumlarda aklınıza ilk gelen cevap doğru değil yanlış oluyor.

    Peki o zaman neden insanlar ilk seçime sadık kalmanın daha doğru bir tercih olduğunu savunuyor ve inanıyor? Hatta bu işte uzman olan öğretmenler bile çoğunlukla bu kanaate hakimler. Uzmanlara göre bunun altında basit bir insan zaafı yatıyor: seçimimizi değiştirip yanlış yapma ihtimalinin vermiş olduğu rahatsızlık yerine seçimi değiştirmeyerek yanlış yapma ihtimali daha az acı verici bulunuyor. Yani “keşke değiştirmeseydim bak aslında doğru şıkkı seçmişim” demek yerine “ilk tercihime güvendim sağlık olsun” daha az acı verici bulunuyor.

    İşte insan denen varlık böyle ilginç 🙂 Halbuki her ikisi de aynı derecede ızdırap verici çünkü cevap yanlış. Ancak biz bunu farklı algılamayı tercih ederek yanlış strateji olan ilk seçime sadık kalmayı tüm aksi kanıtlara rağmen savunuyoruz.