İyi Bir Eş Olmak
Sorumluluk sahibi eşlerin evlilikte sözlü iletişim adına ortaya koymaları gereken ilk sorumlu davranış eşine duyduğu sevgiyi ve saygıyı temsil eden hitap cümleleri kullanmasıdır. Bu kullanım onu ve eşini hep olumlu duygularla coşturacak ve evlilikte müspet bir havanın sürekli kendisini hissettirmesine sebep olacaktır. Nasıl annenin yumurtası babanın spermiyle birleştiğinde oluşan tek hücreli canlı geliştikçe anne karnında birbirinden farklı yapıda organlarıyla bir bebeğin oluşmasına sebep olur.
Oluşan bebeğin saç, deri, kemik, sinir ve diğer organlarının tamamının hücreleri birbirinden farklıdır ama her bir hücrenin DNA’sı ilk oluşan hücrenin DNA’sıyla aynıdır. Zigot dediğimiz o ilk hücre genetik kodlarını diğer yapılara sirayet ettirir. İşte aynen onun gibi insanlar konuştukları kelimelerin tesiriyle duygulara şekil verirler.
Konuşurken değer verilen muhataba, insanlar davranırken de benzer değeri verirler. Bu iddiamı yaşanmış bir hadiseyle ispat etmek istiyorum. Eczacı bir arkadaşımın kalfası evlenecekti. Düğününe evlilikle alakalı birkaç kelam etmem için beni de davet etmişti. İlahi söylemek için Ankara’dan gelmiş olan bir sanatçı da ben konuştuktan sonra programını icra edecekti.
Ayaküstü kendisiyle konuşurken yıllardır düğünlerde organizatörlük ve ses sanatçılığı yaptığını evlilikle alakalı pek çok ilginç hadiseye de bu arada şahit olduğunu anlattı. Bunlardan bir tanesini de orada bizlerle paylaştı. Anlattıkları hakikaten ilginçti. Ders alınması gereken pek çok unsuru içerisinde barındırıyordu. Şimdi bu arkadaşın anlattıklarına kulak verip hatırayı kendi ağzından dinleyelim.
“ Karadeniz’in uzak bir ilçesine gene böyle bir düğüne çağrılmıştım. Söylediğim ilahiler köyde bulunan yaşı seksenlerde olan bir amcanın çok hoşuna gitmiş, düğün bittikten sonra gece beni misafir etmek istediğini söyleyip itiraz kabul etmem demişti. Kıramadım nazik teklifini kabul ettim. Yol boyunca sohbet ederek evine gittik. Mütevazi evinin önüne gelince ağırca kapıya vurdu. Annemizin ‘Kim o’ diye içeriden seslenişine amcamız bütün içtenliğiyle “Kapıyı aç hayatım misafir getirdim” karşılığını verdi.
Sorma Evladım, Ben Onun Adını Unuttum
Kulaklarıma inanamadım amca hitap ederken eşine biz gençler gibi ‘hayatım’ diyordu. Yengeninde yaşı kendisi gibi seksenlerdeydi. Daha ben üzerimdeki şaşkınlığı atamamıştım ki “Ruhum misafirim aç ona akşam yemeği ikram edelim” dedi. Yemeği yedikten sonra aşkım meyvemiz, canım kahvemiz diyerek amca eşlerin birbirine seslenebileceği bütün güzel hitap cümlelerini kullanarak benim şaşkınlığımı ikiye katladı. Sadece hitap ederken değil eşine karşı davranırken de aynı nezaket içerisindeydi.
Onunla beraber sofrayı kuruyor kaldırıyor kendisine yardımcı oluyordu. Dayanamayıp sonunda “Amcacığım Maşallahın var. Sen ne kadar güzel sözlerle eşine hitap ediyorsun üstelik ona ne kadar nezaketli ve kibar davranıyorsun.” deyince nükteyle karışık şu hakikati bana ders verdi. “Sorma evladım yıllardır ona böyle hitap ede ede artık onun gerçek adını unuttum. Şimdi istesem de ismiyle hitap edemiyorum” dedi.
Adını unuttuğu falan yoktu tabi ki. Şunu demek istiyordu. Ben yıllardır eşime ismiyle hitap etmedim. Onun duyunca hoşuna gideceği bu güzel sözleri ona sarf ettim. Siz gençlerde keşke benim gibi böyle yapabilseniz. Eşinizin ismini unutacak kadar sevgi dolu sözlerle ona hitap edebilseniz. Cümleye böyle başlayınca senin de fark ettiğin gibi güzel hitap kendisiyle beraber nezaketli ve kibar davranışları da beraberinde getiriyor. Bu yaşımızda eşimle beraber evim cennet asa bir yer halini alıyor.