Hayat doğumdan ölüme kadar geçen bir yolculuk ve bu yolculukta karşımıza sürekli farklı yollar çıkıyor. Bu yolların bazılarına girip mola veriyoruz, bazılarını pas geçiyoruz. Bazı yollar çok engebeli oluyor. Bu nedenle o yolda biraz ilerleyip sonra geri dönüyor ve o yoldan çıkıyoruz. Hiçbirimizin hayatı sürekli olarak kaymak gibi yapılmış asfalt yollardan gitmiyor. Hepimiz tozlu topraklı, çukurlu, tehlikeli, sıkıcı, güzel manzaralı… yollara girip girip çıkıyoruz. Peki acaba hayatımızda hangi yollara gireceğimize yani hayatımızla ilgili önemli kararlar alırken bu kararları nasıl alacağımızı biliyor muyuz acaba?

Çocukluğumdan beri duyduğum bazı cümleler var. Eminim siz de bunları duymuşsunuzdur. İşte bazılar:

“Aman acele karar verme. Önce iyice düşün.”

“Duygusal karar veriyorsun. Yaptığın hiç mantıklı değil.”

“Kafanı kullan!”

“Bir iyisin bir kötüsün. Duygularında istikrarlı olmalısın”

Şimdi sıkı durun; zihnimiz kararlarımıza ne kadar bulaşırsa her şey o kadar stresli ve kaotik bir hale gelir! Zihin karar alma becerisine sahip değildir. Zihin veri toplar, geçmişi ve geleceği değerlendirir ama asla şu anda var olamaz. Zihin doğası gereği kararsızdır. Yani zihinsel karar ancak yazı-tura kadar güvenilir bir karardır. Bu nedenle de önemli kararlarınızı çok fazla düşünüp almayın! Burada önemli nokta sizin nasıl bir karar verme otoritesine sahip olduğunuzu tespit etmek. Otoritenizin tespit edilmesi size uygulanacak farklı analizlerle ortaya çıkar.

Eğer otoriteniz “Duygular Otoritesiyse” siz karar almadan önce mutlaka duygusal olarak netliğe kavuşmalısınız. Kendinize ne kadar duygularınıza tanık olma şansı verirseniz, duygusal dengeyi o kadar çabuk bulursunuz. Kesinlikle acele kararlar vermemelisiniz. Acele kararlar sizde pişmanlığa sebep olur. Sabırlı olmalısınız. Doğru kararı hissetmek için beklemelisiniz.

Eğer içgüdüleriniz kuvvetliyse ki buna “Sakral Otorite” deniyor; hayattaki en iyi kararlarınızı karnınızdan gelen sesle alırsınız. Zihninizden kopup içgüdülerinize güvenmeyi öğrenmeniz size çok şey kazandırır. Sizin için önemli bir konuyla ilgili içinizden bir yanıt alamıyorsanız o zaman büyük ihtimalle o konu sizin için olumlu sonuçlanmayacaktır.

Bazı kişiler kesinlikle hemen karar vermek üzere tasarlanmışlardır ve bu kişiler eğer önemli kararla ilgili biraz beklemeye kalkarlarsa doğru karar verme fırsatını kaçırmış olurlar. Bu kişiler vücudun dalak bölgesinden gelen sinyallerle hareket ederler. Bu kişilerin sezgileri çok kuvvetlidir.

Bazı kişiler ise sadece kalbini dinleyerek karar almalıdırlar. Bu karar mekanizması duygularla karıştırılmamalıdır. Bu karar mekanizması “İstiyorum, o yüzden yapacağım.” şeklinde ifade edilir. Eğer kalbiniz bir şeyi düşünüyorken havalanıyorsa mutlaka o şeyi yapın.

Bazı kişilerin karar alması ise sadece onların algılayabileceği bir bilmeye bağlıdır. Bu kişilere bilgi bir kelebeğin dokunuşu kadar narin ve anlık bir hisle gelir. Bu kişiler “Biliyorum ama açıklayamıyorum” diyeceklerdir. Önemli olan bu bilme hissinden caymamaktır.

Bazı kişiler ise karar alma konusunda aceleye getirilmemelidir. Bu kişiler yavaş, ölçülü ve titizdirler. Herhangi bir sonuca ulaşmadan önce sık sık kontrol eder. Bu kişiler mutlaka beklemelidir.

Hayatta hangi otoriteyi kullanarak karar alacağınızı bilmek gerçekten çok önemlidir. Bu nedenle kendinizi çok iyi tanımak, analizinizi yaptırmak gerçekten tatminli bir hayat yaşamanızda çok önemlidir.