Vücudumuzun en önemli organlarından biri de beynimizdir. Tarihten günümüze kadar hakkında birçok bilimsel araştırmalar gerçekleştirilen beyin özellikle vücudun diğer birçok organlarının kusursuz olarak işlevlerini yerine getirebilmesinde çok önemli bir konuma sahip olmaktadır. Birçok özelliğiyle diğer organlardan oldukça farklı bir niteliğe sahip olan beynimiz düşünme, duygulanma ve hatta aşık olma gibi birçok duygusal faaliyetlerin de meydana gelmesinde etkin rol oynamaktadır.
Yine birçok organlarıma göre çok sayıda görevi bulunan beynimiz aynı zamanda ortalama ağırlığı bakımından da diğer organlarımızdan oldukça farklıdır. Temel görevlerinden biri vücut ısısının ayarlanması olan beynimizin özelliklerinden biri de milyonlarca hücrelerden meydana gelmiş olması ve bununla birlikte beyin hücrelerimizin diğer birçok organlarda bulunan hücrelerden farklı olarak yenilenme özelliğinin bulunamamasıdır. Görme, duyma ve hissetme gibi temel aktivitelerin yerine getirilmesini de sağlayan beynimiz bununla birlikte temel duygu ve düşünce sistemimizin de başrol oyuncusu özelliğini taşımaktadır. Yapılan bazı bilimsel araştırmalar sonucunda ortalama ağırlığının yaklaşık olarak 1400 gram olduğu ispatlanmış olan beynimiz aynı zamanda vücudumuzda yer alan oksijeninin yaklaşık olarak % 20’sini kullanmaktadır.
Bununla birlikte beynimizi diğer birçok organlardan ayıran özelliklerinden biri de içeriğinden yüklü miktarda protein, yağ ve yaklaşık olarak 100.000 mil uzunluğunda damar ve bununla birlikte tam 100 milyar sinir hücrelerinin bulunmasıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere beynimizin yapısı ve özellikleri hakkında çok sayıda bilimsel araştırmalar yapılmıştır.
Yapılan bilimsel araştırmalardan biri de bireyleri beyinlerini ortalama olarak ne kadarını kullanabildiği yönünde olmuş ve detaylı olarak gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda ise bireylerin beyinlerinin yaklaşık olarak % 2’sini kullanabildiği ortaya çıkmıştır. Oldukça şaşırtıcı bir sonuç olarak görülen bu sonuç hakkında her ne kadar tekrarlanan araştırmalar yapılmışsa sa sonuç değişmemiştir. Tek başına belli bir bögeden oluşmayan beynimiz kendi içerisinde 3 ana kısımdan meydana gelmektedir. Her birinin farklı görevleri bulunan 3 ana kısım özellikle yaşam foksiyonlarının kusursuz olarak işlemesini sağlamakta ve bununla birlikte diğer birçok organların görevlerini eksiksiz olarak yerine getirebilmesinde önemli rol almaktasıdır.
Beynimiz Kaç Kısımdan Meydana Gelmektedir?
Beynimiz kendi içerisinde 3 ana kısımdan meydana gelmektedir. Bunlar;
Beyin sapı: Beynimizin önemli kısımlarından olan beyin sapı omuriliğin hemen üst kısmında yer almakta ve teme görevi nefes almak ve kalp atışları gibi temel reflekslerin yönetilmesini sağlamaktır. Diğer bir deyişle tüm tepkilerimizi yönetmekte ve bununla birlikte iç güdüsel davranışlarımızın ana merkezi konumunda yer almaktadır.
Limpik sistem: Beynimizin bir diğer ana kısmı ise limpik sistem kısmıdır. Beyin sapınının tamamını sarmalayan limpik sistem kısmı tüm duygularımızın yönetildiği kısımdır. Buna örnek vermek gerekirse açıkdığımızda veya sinirlendiğimizde yada üzüldüğümüzde limpik sistem doğrudan devreye girmekte ve üzerine düşen görevi anında ve kusursuz olarak yerine getirmektedir. Bunun yanı sıra cinsel dürtülerimizi de kontrol edebilen limpik sistem beynimizin en önemli kısımlarından biridir.
Neokorteks: Beynimizin üç ana kısmından biri olan neokorteks kısmı beynimizin ve düşüncelerimizin ana merkezi konumuna sahip olmaktadır. Neokorteks kısmı görme, işitme, düşünme, tat alma ve konuşma gibi fonksiyonel mekanizmaların kontrol edilmesini sağlamaktadır.
Beynimizin Tamamını Kullanabilir Miyiz?
Tarihten günümüze kadar toplumların en çok merak ettiği konulardan biri de beyin gücünün tamamının kullanılıp kullanılamayacağı konusu olmuştur. Hatta bu konu hakkında birçok bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmiş ve sonuç genellikle aynı çıkmıştır.
Günümüzde de birçok ülkelerde hakkında çeşitli bilimsel çalışmaların gerçekleştirildiği beyin gücünün tamamının kullanılması konusunda özellikle birçok bilim adamları tarafından açıklamalar gelmiş ve bu açıklamalar sayesinde bu konu hakkında merak sahibi olan toplumlar detaylı olarak bilgilendirilmiştir.
Bilim adamlarının yaptığı açıklamalara göre en zeki insanların dahi beyinlerinin tamamını kullanamadığı kullanmaya kalkıştıklarında da çeşitli rahatsızlıkların oluşmasına neden oldukları yönünde olmuştur.
Yani özetle hiçbir insan beyninin tamamını kullanamamaktadır. Çünkü beynimizin kullanma gücü sınırsız olmasına rağmen birçok görevi bulunduğundan ve içerisinde yer alan milyonlarca hücrelerin çeşitli nedenlere bağlı olarak işlev yapma görevini yitirdiğinden ve daha birçok nedenlerden dolayı beynimizin tamamını kullanabilmemiz mümkün olamamaktadır. Bununla birlikte tarihten günümüze kadar insanlığın aydınlanmasında önemli konumlara sahip olmuş olan insanların tamamı dahi beyinlerinin tamamını kullanamamışlardır. Bu da bizlere gösteriyor ki ne kadar da azmetsek yine de beynimizin tamamını kullanamamaktayız.
Not: Makale bilgilendirme amaçlıdır. Reçete değildir.