Hepimiz yaptığımız işte en iyisi olmayı hedefleriz. Ekstra ayrıntılar oluşturup, ekstra yollar alarak kişisel ve profesyonel yeteneklerimizi geliştirmeye çabalarız. Fakat böyle bir durum, mükemmelliyetçi olduğunuz anlamına gelmez.
Mükemmeliyetçiliğin iki temel tipi vardır: Normal ve Nörotik
Normal mükemmeliyetçilik, yapılan işin hakkını verme çabası olarak tanımlanabilir ki bunun haricinde bu kişiler için birçok başka mutluluk kaynağı vardır. Nörotik mükemmeliyetçilik ise, kişilerin yaptığı hiçbir şeyden tatmin olmamasına sebep olan bir hastalıktır. Örneğin, cam sürahideki tek bir parmak izi yüzünden sürahiyi sabun ve suyla yıkayıp iyice durulamak ve tekrar tekrar silerek temizlemek ve tüm bu işlemlere rağmen kendini hala tatmin olmamış hissetmek… Sıradan mükemmeliyetçiler küçük bir görevi yerine getiremediğinde rahat hissedebilir, nörotik mükemmeliyetçiler ise bir şeyi yapamayacak olmaktan çok korkarlar. Kendi gözünde kendilerini yetersiz hissetmekten dahi korku duyarlar. Mükemmeliyetçilik her yaş grubunda görülür, çocuklarda bile. Çocuklar için mükemmeliyetçiliğin üstesinden gelmek özellikle zor olabilir, bu zorluğun kaynağı çoğu zaman bilincinde olmaksızın çocuklarını mükemmeliyetçiliğe zorlayan ebeveynlerdir.
Normal mükemmeliyetçilik ve nörotik olan arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır. Mükemmel olma arzusu gerçekte yapıcı bir güçtür ve insanlara çeşitli şekillerde yardımcı olur. Fakat her şeyin fazlası zarardır ve eminim bunun doğruluğunu herkes hayatında deneyimlemiştir. Mükemmeliyetçilik küçük şeylerle başlar ve büyük bir problem olarak sonuçlanır. Benzer şekilde iyileşme de küçük adımlarla başlar, yaşam tarzında küçük değişimler oluşur ve iç huzur ve mutluluk olarak devam eder.
Mükemmeliyetçiliğin Üstesinden Gelme Yolları
1-Anla ve Kabul Et
Hiç kimse hatalarının yüzüne söylenmesinden hoşlanmaz. İnsanların sevmediği bazı davranışlarının olduğunu öğrenmek kişi için hoş bir duygu değildir. Fakat dürüstçe bir eleştiri, yapıcı bir biçimde ele alındığında ancak ve ancak size yardım eder. Kendini anla, kendini kabul et ve kendini sev. Eğer bir insan kendini sevmiyorsa etrafındaki insanlar tarafından nasıl sevilebilir? Dünya mükemmel değildir, siyah ve beyazlardan oluşmaz, fakat bu, dünyanın yaşamak için güzel bir yer olmadığı anlamına da gelmez. Benzer şekilde, eğer mükemmeliyetçi olduğunuzu farkettiyseniz bunun sizi kötü bir insan yapmadığını bilmelisiniz. Tamam, mükemmeliyetçi olabilirsiniz fakat aynı zamanda mükemmel bir aşçı, harika bir sanatçı, düşkün bir anne/baba ve muhtemelen çok iyi bir dostsunuz da.
2- Şunu Bil ki: “Herşey Yolunda”
Kendinizi kabul ettiğiniz sürece, tüm görevlerinizi zamanında yapmamış olmanız durumunda her şeyin yolunda olduğunu, canınız istemediği için koşuya çıkmamanız durumunda her şeyin yolunda olduğunu, çocuklarınıza bugün yemek yapmadığınızda her şeyin yolunda olduğunu kendinize öğretin; yapılan hatalara rağmen her şeyin aslında yolunda olduğunu öğrenin, istediğiniz bir sonuca ulaşamadığınızda dahi her şeyin yolunda olduğunu bilin. Küçüklüğümüzden beri bildiğimiz bir deyiş vardır: Hata yapmak insana, affetmek ise Tanrı’ya mahsustur. Fakat bazen yaygın kabul bulan bu gerçeği kendimiz için kabul etmeyiz. Kendinizi affedin, gerçekten bazı hatalar yapmanız ya da yapacak olmanız çok büyük bir mesele değil! Güneş hala doğudan doğmaya devam edecek ve dünya insanlık açısından eskiden neyse öyle kalmaya devam edecek.
3- Yaşam Tarzında Değişimler Yap
Gerçekçi ol. Objektif ol. Kendine ve insanlara karşı nazik ol. Merhametli ol. Ilımlı ol. Ve en önemlisi: KENDİN OL. Bazen tatmin olma isteğimiz bizi karanlık noktalara sürükleyebilir. Makineler bile (belli şeyleri tekrar tekrar yapmak için programlanmış olmasına rağmen) bazen bozulur ve bozuk ürünler çıkarır. Bizler insanız, mutlaka hata yaparız. Eğer bir şeyi yapamıyorsak bu, aptal olduğumuz anlamına gelmiyor. Muhtemelen nasıl yapılacağını bilmiyoruzdur! Evet, bilmiyoruzdur, ne var bunda? Doğduğunuzda nasıl yürüyeceğinizi bilmiyordunuz. Hatta ana dilinizi bile bilmemekteydiniz. Fakat öğrendiniz. Bu, yeterince büyük bir başarı değil mi? Şimdi, yürürken düşmüyorsunuz, konuşurken bocalamıyorsunuz. Bu dünyada öğrenemeyeceğiniz tek bir şey bile yoktur. Ayrıca bir şeyi bilmiyorsanız bundan kendinize utanç payı çıkarmak için hiçbir sebep bulunmamaktadır.
4- Yardım Al
Güvendiğiniz insanlardan, dostlarınızdan, eşinizden, öğretmenlerinizden, meslektaşlarınızıdan vs. yardım alın. Size yardımcı olmalarını rica edin. Bir şeyi doğru yapamadığınızı fakettiğiniz noktalarda nazikçe yardım isteyin. Kişisel araştırmalarınız için yardımcı olmalarını rica edin. Eğer bu size yardımcı olmuyorsa profesyonel bir danışman arayın ve bu konuda asla utanmayın. İnsanlar sosyal hayvanlardır. Birbirimize yardımcı olmak ve birlikte iş yapmak için yaratılmışız ve bu yardımlaşma sadece toplumsal anlamda değil tek tek her birimiz için gereklidir. Problemlerinizi çözmeye çalışmaktan utanmayınız. Gizlemeye çabalamayınız. Siz kendinizi kabul ettiğiniz anda insanlar da sizi kabul eder. Şu anda size saçma görünse bile, bu kesin bir gerçektir.
5- Kafandan At, Rahatla ve Hayatın Tadını Çıkar!
Tek bir hayatımız var. Tadını çıkarın. Bu hayatı dolu yaşayın. Düşeceğenizden korkmaksızın yağmurda dans edin ve kendinize bir sahne yaratın! En sevdiğiniz çay setini kırın! (altı üstü bir çay setidir) En sevdiğiniz ceketi kirletin! En değer verdiğiniz dolma kaleminizi elden çıkarın. Ve tüm bu şeylerin iç huzurunuzdan daha önemli olmadığının farkına varın. Bu şeyler sizin mutluluğunuzdan daha önemli değildir. Bu şeyler için uykunuzdan oluyorsanız, bunlar değersizdirler. Bu şeyler için rahatınız kaçıyorsa bunların aslında hiçbir değeri yoktur.
Yaşantımızda denge çok önemlidir ve bu denge çocukluktan bu yana aşılanmalıdır. Mükemmeliyetçilikle mücadelenizde ölçünün diğer ucuna gitmeden dikkatli biçimde ilerleyin. Aynı zamanda, küçük hatalar için kendinizi cezalandırmayın. Şansınızı denemekten korkmayın ve yeni hayatınızın keyfini sürün.