İnternet hayatımıza girdi gireli cümleten muazzam bir uyarıcı bombardımanına maruz kalıyoruz. Gerekli gereksiz pek çok bilgi bir şekilde bize ulaşıyor ve bize ulaşan bu bilgileri irrasyonel bir şekilde yorumlayabiliyoruz. İşte internet çağının sinsice yayılan yeni psikolojik sorunu: siberkondria.
Psikolojik hastalıklar içerisinde “hipokondriyazis” isimli bir hastalık bulunur. Hipkondriyazis, hastalık hastalığı anlamına gelir ve herhangi bir hastalığı olmadığı halde, kişinin şiddetli-ciddi bir hastalığı (kanser, kalp krizi, felç gibi) olduğuna en az 6 ay süreyle inanması ve bu konuda yoğun bir korku yaşamasıdır. Bu kişiler, normal fiziksel tepkileri (kalp atışı, terleme, öksürme, esneme, kabızlık gibi) yanlış yorumlarlar; sürekli farklı doktorlara giderler; sürekli bir hastalık ararlar; gereksiz yere birçok tıbbi tahlil yaptırırlar. Ayni anda birçok organa ait kuşku olabilirken, sadece bir organ veya hastalığa ait kuşku da bulunabilir. Sonuçların normal çıkmasına rağmen tatmin olmazlar ve doktor başvurularına, tetkiklere devam ederler. Bu kişiler sonuçta öyle bir noktaya gelirler ki “bir hastalık bulmak isterler; hastalık teşhis edilmediğinde kaygıları daha da artar; bu doktor bilmiyor, hastalığımı bulamadı gibi düşünürler; eğer bir hastalık bulurlarsa rahatlarlar.
İnternetin yayılmasıyla birlikte, hipkondriyazis hastalığının başka bir versiyonu karşımıza çıktı. İnternet çağının bu yeni hastalığının ismi siberkondria. Kişi anlık olarak yaşadığı bir ağrı veya başka bir bedensel şikayetini hemen internete girerek aramaya başlar. Yaşadığı belirtileri internet sitelerinde sorgular. Doğru veya yanlış birçok bilgi yığınına ulaşır. Bu bilgi yığınından sadece işine gelenleri cımbızlar. Kendi yaşadığı durumu, internette bulduğu bir hastalıkla ilişkilendirir. İlişkilendirmekle de kalmaz. Kendisine tanı koyar ve işte bu aşamadan sonra başka bir mantıkdışı süreç başlar. Kendisinin bu hastalığa sahip olduğuna ikna olur ve konu bir kısırdöngü halinde devam eder.
Yapılan çalışmalar, her üç kişiden birinin “siberkondria” ile ilgili eğilimi olduğunu ve yine her üç kişiden birinin kendisinde en ufak bir semptom gördüğünde internette araştırma yaptığını ortaya koyuyor. Hipkondriyazis olan kişiler, siberkondria rahatsızlığına elbette ki daha fazla eğilim gösteriyor. Bu kişiler bir tıp doktoruna başvurmadan, sadece internetten edindikleri bilgilerle kendilerine hastalık tanısı koyup, üzerine bir de depresyona giriyorlar. Bu da işin daha da karmaşık ve içinden çıkılamaz bir hal almasına sebep oluyor.
Siberkondriada kişilerin internette rastladıkları bilgiler kaygı yaratıyor hatta kişi bu rahatsızlıklar yerine kendisine en kötü senaryoyu çiziyor ve yaşamının işlevselliğini ciddi ölçüde bozuyor. Öksürük şikayeti olan bir insan akciğer kanseri olduğuna dair kaygılar yaşayabiliyor. İnternette daha çok arama yapmaya başlıyor. En kötü senaryoyu destekleyen bilgiler daha çok kabul ediliyor. Diğer detaylar göz ardı ediliyor. Kişi kendini buna inandırıyor.
Siberkondria sendromu yaşamamak için; herhangi bir şikayetinizde öncelikle tıp doktorlarına başvurmalısınız. İnternette güvenli siteleri takip etmelisiniz. Bulduğunuz her hastalık etiketini üzerinize yapıştırmamalısınız. Bu durumu kendi gücünüzle aşamıyorsanız mutlaka bir destek almalısınız.
Sağlıklı günler…