Başarısızlıktan korkuyor, stresten kurtulamıyor, en ufak bir eleştiride bile sarsılıyorsanız dikkat!
Şöyle bir profil düşünün: Ailenize, eşinize, arkadaşlarınıza bağımlısınız. Birilerinin size “harika” demesi size müthiş bir yaşam enerjisi veriyor, olumsuz en ufak eleştiri duyduğunuzda ise karalar bağlıyorsunuz. Bir iş yaptığınızda birilerinden “bu iş iyi olmuş” cümlesini duymazsanız bir yanınızı eksik hissediyorsunuz, becerilerinizden şüphe duyuyorsunuz… İşte “onay ihtiyacı” başlığı altında toplayabileceğimiz bu tip durumlar, modern insanın üzerindeki stresin en büyük kaynaklarından biri olarak değerlendiriliyor. Peki bir insan neden sürekli onaylanma ihtiyacı duyar? Onay beklemek ne kadar normaldir?
Öncelikle bu sürecin çocukluktan başladığını vurgulamak önemli. Kendi toplumumuzda, aile ve toplum tarafından, başkalarının hakkımızda ne düşüneceği üzerine kurgulanmak zorunda bırakılmış yaşamların yabancısı değiliz. Modern yaşamın en büyük stres kaynaklarından biri olarak değerlendirilen bu durum, kişinin çocukluk yıllarında anne-babadan gördüğü davranış biçimlerine temellendiriliyor. Anne-babaların çocuğun davranışlarına olan tepki biçimleri, yetişkinlik döneminde kişinin büyük özgüven eksikliğine sahip olmasına yol açıyor. Özgüven eksikliği ne kadar büyükse de onay ihtiyacı o kadar artıyor, yaşam sadece “etraf ne der” fikri etrafında kuruluyor.
Siz de karakterinizin bir parçası olduğunu düşündüğünüz “onaylanmaya ihtiyacı” yaşıyorsanız, psikoterapi gibi bilimsel yöntemlerden yardım almayı deneyebilirsiniz.