Öğrenciler içinde sınav kaygısı yaşayanların oranı ABD’de yüzde 20 iken Türkiye’de yüzde 70 civarında. Sınava gireceklere acilen bunun üstesinden gelme becerisi kazandırılması gerekiyor.

“Öğrenilen bilginin kullanılmasına engelleyen ve başarının düşmesine yol açan yoğun duygu hali” diye tanımlanıyor sınav kaygısı. Üniversite imtihanı yaklaştıkça en üst seviyeye ulaşıyor. Pek çok adayın ruh sağlığını önemli ölçüde etkiliyor. Sınavın sonucuna ilişkin olumsuz düşünce, terdinginlik ve yaklaşımlardan kaynaklanıyor kaygı. Araştırmalara göre Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bu kaygı türüyle baş etme durumundakilerin toplam öğrencilere oranı yüzde 20 iken, Türkiye’de yüzde 70 civarında. Tablo gösteriyor ki, sınava gireceklere acilen kaygının üstesinden gelme becerisi kazandırılması gerekiyor. Peki ama nasıl? Psikolojik danışman Mahmut Sarıgül, problemin çözümü hakkında şunları anlatıyor:

Bakış açısı olumlu olmalı
“Hangi sınava olumlu bakılabilir ki?” diyen öğrenci hiç de az değil. Sınav kelimesi tabii ki itici bir kavram. Öğrenciler “gelecek sene hangi üniversiteye ya da hangi bölüme adım atmış olacağım” şeklinde hayal etmeli. Sınav “beni ileride olmak istediğim mesleğe taşıyacak” bakış açısı adaylarda rahatlama yapar. Amaç olarak görüldüğü sürece bünye bu durumu tehdit olarak algılar ve kendini savunmaya çeker. Kaygı dediğimiz gerginlik de işte burada devreye giriyor. Kısaca bakış açısı kaygıya,rahata ve güvene sebep olabiliyor.

Sınav ödül olarak görülmeli
Nasıl ki bir işçi, memur çalışmış olduğu ayın ücretini alırken tatlı bir heyecan yaşar, emeklerinin karşılığını almış olmanın mutluluğunu duyar, öğrenciler de bu kadar uzun süre çalışmanın karşılığını almanın zamanı geldi mantığı içerisinde sınavlara yaklaşmalı.Böylelikle daha rahat ve huzurlu olurlar. Bu sınavlarda heyecan yaşanması kaçınılmazdır. Adaylar “yapmam gereken çalışmaları yaptım, iyi bir hazırlık dönemi geçirdim, ne istediğimi iyi biliyorum ve istediğimi de alacağım” düşüncesine göre hareket edecek olursa gerginliği en hafif düzeyde yaşayacaktır.

Sonuç odaklı hareket edilmemeli
Öğrenciler kalan günlerini sınav sonucu nasıl olacak türü olumsuz düşüncelerle zihinlerini meşgul etmemeli. Zihnin öyle bir yapısı vardır ki gerek kişinin kendi kendine, gerekse dışardakilerin devamlı söylediği söylem ve düşünceler doğrudan kişide telkin etkisi yapar. Olumlu da olsa olumsuz da olsa tekrarlanan düşünceler büyük oranda gerçekleşir. Zihnin olumsuz telkinlerden kurtarmak gerekiyor. “Çalışıyorum, yapıyorum. Benim için, şu an bu gün önemlidir ve ben bugünün hakkını veriyorum.” vb düşünceler sıkça tekrarlanmalı.

Hedefin büyüklüğüne göre zahmet göze alınmalı
Öncelikli olarak böyle bir sınava büyük hedeflerle yola çıkılmalıdır. Doğal olarak büyük hedeflerde küçük adımlarla elde edilemeyeceği için ortaya konan çabanın bu hedeflere ulaşılabilmesi konusunda doğru orantılı olması gerektiğine inancın kuvvetli olması gerekiyor. Kalan sürede gösterilecek çaba ile uzun vadede kazanılacak hedeflere ulaşma düşüncesi, öğrencinin derse odaklanmasını sağlayacaktır.

Çalışma ortamlarına dikkat
Sınav hazırlık süreci uzun ve yorucu olunca ister istemez kopmalar da yaşanabiliyor. Şu ana kadar belli bir tempoda çalışmasını sürdüren öğrenciler, kendi performanslarını olumsuz etkileyebilecek sosyal ve sanal ortamlardan olabildiğince uzak durmalıdır.

ÖĞRENCİLER NİÇİN ENDİŞELENİYOR?

– Aile ve çevrenin yüksek beklenti düzeyi
– Hedefi gözünde büyütme
– Başarısızlık ve sınav sonuçları hakkında saplantılı düşünceler
-Çalışma zamanını dağınık ve plansız kullanma, verimsiz çalışma alışkanlıkları
– Sınavın kötü geçeceğine inanma
– Sınav esnasında yanlış kodlama ve hata yapma düşüncesi Sorumlulukları erteleme
– Dikkati toplayamama ve aşırı heyecanlı olma korkusu

ANNE BABALARA DÜŞENLER

Çocuğa ders çalışması konusunda yapılan baskılar, sınavı kazanamayınca ne olacağı konusunda verilen olumsuz örnekler, ters etki yapabilir  Öğrenciler, yarışın son yüz metrelerine girildiği bu günlerde çok bunalmış durumdalar  Ailelerin daha anlayışlı olması gerekiyor  Çocuklarınıza karşı yapacağınız en büyük iyilik, sınav hazırlıklarını çok aksatmadıkları sürece mümkün olduğunca az uyarıda bulunmaktır  Önemli olanın çocuklarınızın ruh sağlığı olduğunu sakın unutmayın. Bu onların gireceği ne ilk ne de son sınav olacak