Üniversite sınavına hazırlanırken mutlaka bir ders çalışma programınız olmalıdır. Belirli bir program dahilinde çalışmayan öğrenciler çoğu kez o an ki çalışma isteklerine göre “savruk ve düzensiz” çalışırlar. Bu öğrenciler bazen iyi motive olup günlük 4 – 5 saat ders çalışırken bazen de günlük en fazla bir saat ders çalışabilmektedirler.
Saman alevini andıran bu tarz bir çalışma şeklinin ise verimli olmaktan çok uzak olduğu aşikârdır. Hâlbuki üniversite sınavına hazırlanırken istikrarlı olmak ve ders çalışmaktan soğumamak büyük önem taşımaktadır.
Çalışmaktan soğuyan birisinin kendisini tekrar toparlaması için de epeyce bir zamanın geçmesi gerekmektedir. Unutmamalısınız ki en kötü program bile kişinin hiç programının olmamasından daha iyidir. Ayrıca programlı ders çalışmanız moralinizin yükselmesine ve kendinizi daha iyi hissetmenizi de sağlayacaktır.
Ders Çalışma Programı Hazırlarken Nelere Dikkat Edilmeli?
- Çalışma programınızı aylık, haftalık ve günlük hedefler şeklinde düzenlemeniz çok önemlidir. Öncelikle bir ay süreyle çalışmayı düşündüğünüz konuları belirlemelisiniz. Daha sonra belirlediğiniz bu konuları 4 haftaya bölün. Son aşamada ise haftalık konuları günlere bölmelisiniz. Bu tarz bir program hazırlamanız önünüzü görmenizi sağlayacak ve motivasyonunuzu yükseltecektir. Böyle bir dağılım yapmadığınız takdirde çalışmanız gereken konuları gözünüzde büyütebilir ve “bu kadar konuyu nasıl yetiştireceğim” düşüncesiyle ümitsizliğe kapılabilirsiniz.
- Ders çalışma programınızın gerçekçi olmasına yani çok ağır veya çok hafif olmamasına özen göstermelisiniz. Özellikle hırslı öğrenciler program hazırlarken abartıya kaçabiliyorlar. Bu öğrenciler normal bir tempoyla 2-3 haftada bitirilmesi gereken konuları bir haftada bitirmeye çalışırlar. Fakat çoğu kez bu yükün altında ezilir ve erken pes ederler. Tabii ki bu durum onların ümidinin kırılmasına ve çalışma iştiyaklarının olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır. Hâlbuki asıl önemli olan husus, ders çalışırken “istikrarlı olmanızdır.” Gerçekçi olmayan programınız “saman alevine” benzerken, gerçekçi olan ise kömürün yanması gibi uzun süreli olacaktır.
- Çalışma programınızı hazırlarken hangi derslere hangi saatlerde çalışacağınızı iyi belirlemelisiniz. Zihinsel ve bedensel olarak dinç olmanızın yanı sıra dikkatinizin de yoğun olduğu saatler sizin için en verimli saatlerdir. En verimli saatlerinizi kavramakta en çok zorlandığınız konulara ayırmalısınız. Çünkü dinç halinizle iki saatlik ders çalışmanız yorgun olduğunuz zaman ki dört saatlik çalışmanıza bedel olabilir.
- Günlük programınızın tümünü sadece bir derse ayırmanız sıkıcı olabilir. Bir günde tek bir derse çalışmak yerine iki derse çalışmak daha motive edici olabilir. Fakat ikiden fazla derse çalışmak pek yararlı olmayacaktır. Çünkü böyle bir durumda konulara yüzeysel çalışmış olursunuz ki bu da son derece verimsiz bir çalışma tarzıdır. Bunun yanı sıra aynı formattaki derslere üst üste çalışmak da sizi bunaltabilir. Bunun yerine çalıştığınız derslerden birisinin sayısal, diğerinin sözel olması sizin için daha motive edici olabilir.
- Blok halinde ders çalışmak konusuna gelince… Blok halinde 1,5 veya 2 saat çalışmak yerine 45 – 50 dakikalık dilimler halinde çalışmanız daha mantıklıdır. Çünkü ne kadar iyi niyetli olsanız da blok şeklindeki çalışmalarda dikkatiniz daha çabuk dağılacaktır. 45 – 50 dakikalık çalışmadan sonra 10 – 15 dakika dinlenmelisiniz. Fakat bu dinlenme süresini çok uzatmamalısınız. Aksi takdirde çalışmaktan soğuyabilirsiniz. Hedeflediğiniz saate kadar sıkı bir şekilde ders çalıştıktan sonra gönül rahatlığıyla kendinize zaman ayırabilir ve dinlenebilirsiniz.
- Ders çalışırken zamanı verimli kullanmak çok önemlidir. Disiplinli ve tempolu bir çalışmayla iki saatte bitireceğiniz bir konuyu eğer 4 – 5 saatte ancak bitirebiliyorsanız, bu durum zamanınızı verimli kullanamadığınızı ve ders çalışırken çok “oyalandığınızı” gösterir. Bazı zor konular elbette ki sizi çok oyalayacaktır. Bu son derece normal bir durumdur. Fakat çok basit konularda bile saatlerce oyalanmanız ve bunu bir alışkanlık haline getirmeniz zamanınızı iyi kullanamadığınızı ya da verimli ders çalışmayı bilmediğinizi gösterir. Ders başında geçen sürenin uzaması ise kendinize daha az zaman ayırmanıza ve hoşlanarak yapacağınız etkinliklere yeterince zaman ayıramamanıza sebep olacaktır. Bu durum ise belli bir zaman sonra ders çalışmayı sizin için bir kâbus haline getirebilir. Yani saatlerce çalışma odanızda kalmanız sizi bunaltacağı gibi ders çalışmaktan da zevk almamanıza sebep olacaktır. Öğrencileri ders çalışırken en çok oyalayan hususlara gelince; hayallere dalmak, cep telefonuyla oynamak, müzik eşliğinde ders çalışmaktır.
- “Yeni konu bitirmek” temel prensibiniz olmalıdır. Dolayısıyla programınızı hazırlarken buna dikkat etmelisiniz. Bildiğiniz konularla çok fazla oyalanmamalı ve sınava kadar bütün konuları bitirmiş olmalısınız. Konu eksiğiniz olduğu halde sınava girmeniz kaygı düzeyinizi arttıracak ve kendinize olan güveninizi olumsuz yönde etkileyecektir.
- Programınızda mutlak soru çözme hedefi olmalıdır. Yeteri kadar soru çözmeseniz konuları tam olarak kavrayamazsınız. Eğer çalıştığınız konuyla ilgili soruların yaklaşık % 80’ini doğru olarak çözebiliyorsanız konuyu anlamışsınız demektir. Yanlış sayınızın fazla çıkması halinde ise yeni bir konuya geçmemeli, tekrar konuyu ele alıp pekiştirene kadar devam etmelisiniz.
- Çalıştığınız konularla ilgili geçmiş yıllarda üniversite sınavında çıkmış soruları çok iyi incelemelisiniz. Özellikle son on yılın sınav soruları sizin için başvuru kaynağı olmalıdır.
- Programınızı hazırlarken danışabileceğiniz veya birlikte program hazırlayabileceğiniz birisinin olması yararlı olacaktır. Okulunuzda veya dershanenizdeki öğretmenlerinizden bu konuda destek alabilirsiniz. Fakat birkaç kişiden farklı programlar almanız size yarar sağlamaktan çok “kafanızın iyice karışmasına” sebep olabilir. Üstelik iki farklı program takip etmek sizi çok yoracağından çabuk pes edebilir ve programlarınızı yarı yolda bırakabilirsiniz.
- Konularınızın yetişemeyeceğini düşünerek paniğe kapılmayın. Çünkü paniklemiş haldeki çalışmanız konuları yarım – yamalak bir şekilde geçmenize sebep olacaktır. Bunun ise çok verimsiz bir çalışma tarzı olduğunu unutmamalısınız. Konularınızı en az % 80 oranında anlayıp öyle geçmelisiniz. Sistemli ve düzenli çalıştıktan sonra konuların yetiştiğini göreceksiniz.
Okan Bal
Uzman Psikolojik Danışman ve Öğrenci Koçu