University College London ve Binghamton University’nin araştırmalarına göre ayrılık acısı kadınlarda erkeklere göre daha kısa sürüyor. Ancak kadınlar bu acıyı erkeklere nazaran daha şiddetli yaşıyor.

Dünyanın çeşitli yerlerinden 6000 insan üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, araştırmacılar ayrılık acısını değerlendirmeyi amaçlamış. Sonuçlara göre kadınlar ayrılık acısını duygusal olduğu kadar fiziksel olarak da tecrübe ediyor. Dahası, bu acıyı erkeklere kıyasla daha şiddetli hissediyorlar. Fiziksel acı ile duygusal acının, beynin aynı bölgesinin uyarılması sonucu meydana geldiğini de hatırlatalım.

Bu somut acının bu denli güçlü olmasının nedeni, ilişkinin düşündüğümüzden çok daha büyük etkilerinin (biyolojik etkiler de dahil) olması. Çünkü kadınlar, ilişkilerine erkeklerden çok daha fazla emek veriyor. Binghamton University’den Craig Morris bu durumu şöyle açıklıyor: “Romantik bir ilişki, kadını 9 aylık bir hamileliğe ve sonrasında gelen ve yıllar süren bir emzirme sürecine itebilir. Fakat, erkekler ilişkiden dakikalar sonra kayıplara karışabilir ve biyolojik olarak bir etki hissetmezler”. Kadınlar için böyle bir durumda partnerin kaybedilmesi demek, potansiyel olarak geleceğin de kaybedilmesi anlamına gelebilir.

Araştırmanın sonuçlarına göre her ne kadar kadınlar ayrılıktan daha olumsuz ve şiddetli etkilenseler de, erkeklerin iyileşme süreci çok daha uzun sürüyor. Hatta araştırma sonucunda bazı erkeklerin ayrılık sonrasında asla “eskisi gibi” olamadıkları gözlemlenmiş. Erkekler uzun vadede daha derinden etkileniyor ve hatta bazı durumlarda kaybın asla telafi edilemeyeceği düşüncesine kapılabiliyorlar.