Nişanlılık, evlilik yolunda atılmış bir adımdır ve çoğu çift o aşamaya gelene kadar birçok zorluk çeker. Tam tüm zorluklar aşıldı derken, o yüzüklerin takılmasıyla çok farklı bir atmosfer oluşur. Anında kız tarafı, erkek tarafı muhabbeti başlar ve sonrası tam bir karmaşadır. Her kafadan bir ses çıkar; kız tarafı bunu yapacak, erkek tarafı şunu alacak…
Pazarlık yapılır tarzdaki konuşmaların ardı arkası kesilmez. Ve ne gariptir ki, bu arada evlenecek olan gençlere ne istedikleri, ne düşündükleri sorulmaz. Büyükleri onlar için en iyisini düşünüp, en doğru kararı verirler. Gençlere susmak ve alınan kararları kabullenmek düşer. İki taraf arasındaki anlaşmazlıklar, gençleri çok üzer ve yıpratır. Bazen olaylardan etkilenip, kendi aralarında gereksiz tartışmalar yaşarlar. Bu tür durumlarda, ne yazık ki gençlerin en mutlu olması gereken günler, en sorunlu dönemleri haline gelir.
Elbette ki hiçbir aile evladının mutsuz olmasını istemez, amaç gençlere yardımcı olmaktır. Burada niyet iyi olmasına rağmen uygulama yanlıştır. Aileler gençlere fikir verebilir, yol gösterebilir fakat onların adına karar vermemeleri gerekir. Gelecekteki yuva iki kişi arasında kurulacağı için, kendileri hakkında karar verme sorumluluğu da onlarda olmalıdır.
Nişanlılık devresinde aileler her şeye müdahale ederse, bu evlilik sırasında da devam eder. Bu şekilde sağlıklı bir evlilik temeli atılamaz. Aileler bilmelidir ki; evlatları yuva kurmayı istediğine göre bu sorumluluğu da alabilir. İki aile birbiriyle çatışmaya girmek yerine, gençlere gerçek anlamda büyüklük gösterip destek olmalıdır.