Kim mutsuz olmak için evlenir ki? Her kadın ve erkek aşklarının büyüsünü daha da artırmak için, birbirlerine kenetlenir. Göz göze, el ele, kalp kalbe büyüttükleri aşkları gün gelir yol ayırımına gelince ya ayrılığı seçeceklerdir ya da evliliği. Kendilerine güvenenler ve bir ömür hayat arkadaşı olmak isteyenler, elbette ki evliliği seçer. Çiftlerin evlenmek için daha çok yaz aylarını tercih ettiklerini biliyoruz. Siz de evlilik hazırlıkları yapanlardansanız ya da yeni evliyseniz, işte size mutlu evliliğin reçetesi…
Kişiliğinizi Doğru Analiz Edin…
Kendini tanımayan insanın, başkasını tanıyabilmesi mümkün değildir. Kişilik özellikleriniz nedir, kendinizde olumladığınız ve olumlamadığınız yönleriniz nelerdir, sosyal bir insan mısınız yoksa yalnızlığı tercih edenlerden mi? Öfkelerinizi ve mutluluğunuzu neler besler? Hayattan ve evlilikten beklentileriniz nelerdir? Evlilik kararı almadan önce kendinize tutacağınız ayna, evliliğinizde ne kadar mutlu olup olmayacağınıza da ışık tutacaktır.
Karşı Tarafı Objektif Değerlendirmeye Özen Gösterin…
Hiç kuşkusuz, hiç kimse aşık olduğu kişiye objektif bakamaz. Sevdiğimiz insanlara karşı daha hoşgörülü oluruz. Aşkın, insanda görme kusuru yarattığını biliyoruz. Evlendikten sonra, hayal kırıklığına uğramamak için, karşı tarafın kusurlarına odaklanın ve kendinize şu soruyu sorun; “Onu tüm kusurları ve eksi yönleriyle kabul edebiliyor muyum?” Yanıtınız “evet” ise, evlilikte çok fazla hayal kırıklığı yaşamayacaksınız demektir.
Olayları Büyütmeyin…
Evlilik bir yaşam tarzıdır ve bu yaşam biçiminin içinde tartışmalar kaçınılmazdır. Eşinizle aranızda tartışma yaratan olayları büyütürseniz, altından kalkamazsınız. Her yeni başlayan güne, dündeki sıkıntıları eklerseniz, hayatınız cehenneme dönebilir. Eğer, en küçük olayları bile büyütme huyunuz varsa, bu yönünüzü törpülemeye özen gösterin.
Eşinizin Davranışlarına Algıda Seçicilik Yapmayın…
Mükemmel insan var mıdır? Siz mükemmel misiniz? Hatalar, kusurlar insan içindir. Eşinizin her olumsuz davranışına odaklanır ve onun sürekli olumsuz yanlarını görürseniz, evlilik bunu taşımaz. Anlayışlı olun ve eşinizi dikkat alanınızdan çıkarın.
Eşinizle İletişimizde Suçlayıcı, Eleştirici ve Hakaret Edici Sözler Kullanmayın…
Karşı tarafa kızdığımızda, öfkemize yenik düşmek ve onu incitmek çok kolaydır. Birkaç suçlayıcı söz, biraz eleştiri ve can alıcı hakaretler, öfkenizi kusmanız için en etkin yoldur. Ama ya sonrası? Eşiniz suçlamalara, eleştirilere ve hakaretlere karşı savunmaya geçecektir. Ya o da sizin yolunuzu seçecek ve sizi acıtacak sözler söyleyecektir ya da kırgınlığını dile getirmeye çalışacaktır. Genellikle ilk yol seçilir ve ilişki erozyona uğramaya başlar.
Eşinizi Onaylayın…
Evlilik terapilerinde, eşine öfkeli olan taraf ya da her ikisi birden birbirlerinin olumsuz yönlerini anlatırlar. Onlara şunu sorarım; “Eşinin hiç olumlu bir tarafı yok mu?” İnsan, doğası gereği onaylanmak ister. Evliliğinde birbirini onaylayan çiftlerin, ilişkiye güven duyguları sağlamdır. “Seviliyorum, eşim benim davranışlarımı doğru buluyor” duygusu, çiftlerin duygu birlikteliklerini sağlamlaştırır.
Sevginizi Sık Sık İfade Edin…
Bazı insanlar, yapış yapış ilişkilerden nefret ettiklerini, sevgi sözcüklerinin sık kullanılmasını yapmacık bulduklarını ifade ederler. Ancak sevgiyi ifadenin birden fazla yolu vardır. Sözlerle, davranışlarımızla ve dokunarak sevgimizi diğer tarafa hissettirebiliriz. Terapilerde öyle çiftlerle çalışmışımdır ki, yirmi yıllık evliliklerinde bir kez bile birbirlerine sevgilerini ifade etmemişlerdir. Oysa tüm ilişkileri ve evlilikleri besleyen yegane duygudur sevgi. Sevgiden başka paylaşacağımız ne var ki?
Sorunlarınızı Biriktirmeyin…
Evlilikte sorunlar her zaman karşınıza çıkacaktır. Onları biriktirmeyin. Açık iletişim en sağlıklı olandır. Sizi rahatsız eden, üzen, kızdıran ya da hayal kırıklığına uğratan davranış ve olayları eşinizle konuşun ve birlikte çözüm üretme yoluna gidin. İfade edilmeyen ve biriktirilen sorunlar, bir süre sonra patlama yaratır ve ilişkiniz zedelenir.
Cinselliğe Sevgiyi ve Romantizmi Katın…
Cinselliği sadece penis ve vajina olayı olarak görmeyin. Sekse sevginizi ve romantizmi katın. Seks için sadece yatağınızı kullanmayın. Cinsel hayatınızın monotonlaşmasına izin vermeyin.
Aileler İçin Birbirinizi Kırmayın…
Evlilikteki en büyük tuzaklardan biridir eşlerin aileleri ile ilgili çatışmaları. Hiç kimsenin sizin istediğiniz gibi olamayacağı gerçeğini kabullenin ve ailelerinizin davranışları yüzünden, eşinizle kavga etmeyin.
Baş başa Geçireceğiniz Zamanları Artırın…
Flört döneminde çiftler her boş anlarını birbirleriyle geçirirlerken, evlenince bu durum değişir. Evli olunca baş başa zaman geçirmeye gerek yokmuş gibi görülür. Evliliğinizde bu büyük yanılgıya düşmeyin. İş çıkışlarında buluşun, baş başa yemek yemeyi, sinemaya gitmeyi, ufak hafta sonu tatillerini ertelemeyin.
Gün İçinde Birbirinizi Arayın…
Sabah evden çıkıp, akşam eve dönene kadar birbirini aramayan çiftler vardır. Sonra da aralarındaki kopukluktan şikayet ederler. Gün içinde telefonlaşmak, birkaç sevgi sözcüğü söylemek, akşamın planını konuşmak evliliğe iyi gelir.
Evliliğinizi Sosyalleştirin…
Evli olmak demek, toplumdan izole olmak değildir. Evet eşler baş başa zaman geçirmeli ama aynı zamanda evliliklerini sosyalleştirmeliler. Başka çiftlerle görüşülmeli, birlikte zaman geçirmeli ve sosyal paylaşımlar artırılmalıdır. Böylelikle evliliğinizde yaşadığınız sorunları, sadece sizin yaşamadığınız da fark edersiniz.
Sevgili Olmaktan Vazgeçmeyin…
Özellikle çocuk olduktan sonra, eşler anne baba rollerine kendilerini öylesine kaptırırlar ki, değil sevgili, karı koca olduklarını bile unuturlar. Oysa mutlu evliliğin dinamiğini oluşturan, eşlerin birbirlerine “sevgili” olabilme becerileridir. Sürprizleri, çılgınlıkları ve romantizmi evliliğinizden eksik etmeyin…