Anne babanın, gencin eğitim başarısı konusunda yapabilecekleri ,“katkı” ve “yardımla” sınırlıdır. Temel kural yardıma ihtiyacı olanın yardım istemesidir.
Bu nedenle ona yapmak istediğiniz yardımlarda onunla işbirliği içinde olmanız ve
Onun, söyledikleriniz ve yapmak istedikleriniz konusunda ikna olması ve inanması esastır.
Geçmişte başarı çok çalışmak iken, şimdi ise başarı etkili çalışmak olarak tanımlanmaktadır.
Etkili çalışmak, zamanı, belirlenmiş öncelikler doğrultusunda programlı olarak kullanmaktır. Etkili çalışmak için dinlenmeye, eğlenmeye, dostlarla vakit geçirmeye de gereksinim vardır. Eğitim başarısı ders başında ne kadar zaman geçirildiğine değil, çalışılan konudan öğrencide geriye ne kaldığına bağlıdır.
Çalışma ile ilgili önemli ilkeler vardır. Bunlar:
1) Öğrenci problem çözerken çözüme ulaşıncaya kadar ara vermemesi,
(en fazla 40 dakika)
2) Çalışmadan sonra 10 dakika tekrar, 10 dakika mola vermesi.
3) Gece yatmadan öğrendiklerini 10 dakika tekrar etmesi
4) Notların tekrar yazılması veya çalıştıktan sonra notların tekrarı ve hızla gözden geçirilmesi.
5) Çalışma zamanının, çizelgeli çalışma programına göre planlanması.
6) Çocuğunuza uygun çalışma ortamı hazırlamak için 18–20 derece oda ısısında derli toplu bir oda ya da köşe, sessiz ve ışığı yeterli düzeyde çalışma masası ve malzemelerin düzenli bir şekilde masanın üzerinde durmasıdır.
Çocuğunuzun Yanlış Çalışma Alışkanlıkları:
1) TV izleyerek ya da müzik dinleyerek çalışmak,
2) Yatarak, uzanarak çalışmak,
3) Çalışırken atıştırmak,
4) Posterle dolu bir oda,
5) Çalışmayı sürekli erteleme alışkanlığı,
6) Önemsiz işlere verimsiz saatleri harcamak,
7) Programsız çalışmak olarak sayılabilir.
Çocuklarınızın başarıya ulaşmaları için düzenli aile hayatı, problemleri kabullenmek, sosyallik konusunda model olmak, ergeni iyi tanımak, yaratıcılığını desteklemek gerekir.
Olgun insanlar yetiştirebilmek için ebeveynlerin de olgun olması, olumlu benlik duygusuna sahip olması, yani yapıp yapmayacaklarının, sınırlarının farkında olması gereklidir.
Olgun biri diğerleriyle hem yakın hem de genel ilişkilerde sıcak bağlar kurma yeteneğine sahiptir. Dış gerçeklerle bağlantı içinde düşünür, hareket eder yani durağan değildir, değişikliklere uyum gösterir ve kendini yeniler. Değiştiremeyeceği durumu kabullenir ve soruna o noktadan yeni bir çözüm arar.
Unutmayın, “Hoşgörü, karşımızdakini istediğimiz gibi olmaya zorlamak değil, kendi istediği gibi mutlu olmasına imkân verme büyüklüğüdür.”