Çoğunlukla ebeveynlerin çocuklarının gelişimi konusunda odaklandıkları nokta fiziksel gelişimi olmaktadır. Bazı ebeveynler boy ve kilo gelişimini maalesef bazen zihinsel ve psikososyal gelişiminden önde tutabiliyorlar. Halbuki fiziksel gelişimden çok daha önce dikkatle takip edilmesi gereken çocuğun zihinsel ve psikososyal gelişimidir.

violence in the family by mireynos d3gq7vy     Çocukların bu anlamda gelişimlerini etkileyen en önemkli hususlardan birisi de eşler arasındaki uyumdur. Klinik gözlemlerimiz göstermiştir ki, eşler arasındaki uyum arttıkça çocuğun sosyal ve sağlıklı gelişim sergileme olasılığı da artmaktadır. Anne ve baba arasındaki tartışma ve kavgalar çocuğu olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuğun yaşına göre ebeveynler arasındaki tartışmalar sonucunda çocukların verdikleri tepkiler değişiklik göstermektedir. Ortak nokta ise çocuk psikolojisinin mutlaka ev içinde yaşanan tartışmalar sonucunda yara aldığıdır.

Çocuk, yaşadığı ve karşılaştığı olay ve durumlar karşısında vereceği duygusal ve davranışsal tepkileri öncelikli olarak anne ve babasından öğrenir. Anne-baba veya çocuğun yaşadığı ortamda bulunanların sergiledikleri duygu ve davranışlar, çocuk tarafından model alınarak öğrenilir ve çocuk bunları taklit eder. Çocuğun kişilik yapısı da bu taklitsel tepkilerden etkilenerek şekillenir. Devamlı olarak ev içinde kavga ve tartışmalar yaşanıyorsa, eşler birbirlerine bağırarak hitap ediyorlarsa çocuk da doğal olarak tartışmayı, kavgayı ve bağırarak konuşmayı öğrenir. Böylesi bir ortamda yaşayan çocuğa öfkeli olmamayı öğretmek, normalden çok daha zordur. Bu sebeple eşler öncelikli olarak sorunları öfkeye kapılmadan, sakince, sağlıklı yollarla çözme becerisini gösterebilmeli, aksi taktirde tartışmalarını çocuğun bulunmadığı ortamda gerçekleştirmelidir. Tartışmalar esnasında ev içerisinde çocuğun başka bir odada olması, eşlerin yüksek sesle tartışmaları durumunda bir anlam ifade etmeyecektir. Mutlaka her eş arasında anlaşmazlıklar ve tartışmalar yaşanacaktır. Önemli olan bu tartışmaları anlaşarak sonlandırabilmek ve sürekli tekrar etmemektir. Aksi bir durumda çocuk, anne ve babasından olumsuz davranış kalıpları öğrenebileceği gibi anne ve babasının ayrılacağı korkusuna da kapılarak yıpranabilir, ruh sağlığı olumsuz yönde etkilenebilir.

Çocuğun yaşı ne olursa olsun (ister 1 yaşında, ister 15 yaşında) eşler arası çatışmalar çocuğu etkiler. Bu etkilenmeye karşılık yukarıda da belirttiğimiz gibi çocukların verecekleri tepkiler yaşa göre büyük değişiklikler göstermektedir. 5 yaşında tuvalet eğitimi almış bir çocuk bilinçli veya bilinçsizce alt ıslatma ve dışkılama tepkisi verebilirken, ergenlik dönemindeki bir çocuk, içine kapanıp hiç kimseyle konuşmama, odasına kapanma, okul başarısında düşme, evden kaçma gibi tepkiler verebilir. Çocukların verebilecekleri diğer tepkiler ise hırçınlaşma, saldırganlık, etrafına veya kendine zarar verme, yalan söyleme ve söz dinlememe şeklinde olabilir.

Unutmamalıdır ki, eşler arasındaki çatışmalar çocukların gelecek yaşantılarını da olumsuz etkileyebilmektedir. Kişiliğin şekillendiği dönemlerde sürekli olarak kavga ve tartışma ortamında bulunan çocuklar kişilik bozuklukları gösterebilirler. Bu durum da ister istemez arkadaşlık ilişkilerini, okul ve iş hayatını, hatta evlilik yaşantısını derinden etkileyecektir.

Anne ve babaların mutlaka öncelikli olarak aralarındaki çatışmaları çözmeleri, doğru tartışma yöntemlerini öğrenmeleri, öfkelerini kontrol etmeyi bilmeleri, çocuklara her zaman örnek olduklarını unutmamaları gerekmektedir. Çocuğun ruh sağlığı, eşler arasındaki uyuma derinden bağlıdır. Bu sebeplerle hem eşler arasındaki sorunlar hem de çocuğun yaşadığı sorunlar için bir psikolog desteği alınması ilişkilerin ve dolayısıyla hayatın daha uyumlu yaşanmasını destekleyecektir.