Depresyon temelde, mutsuzluk, hayattan zevk alamama ve enerji yoksunluğu ile karakterize bir tablodur. Duygusal, bedensel ve düşünsel anlamda bir tür yavaşlama halidir. Genel olarak bir çökkünlük durumu diye düşünebileceğimiz depresyonda ayrıca uyku bozuklukları, iştah değişiklikleri, dikkati toplamada güçlük, kendine güven kaybı, suçluluk duymak, huzursuzluk da diğer belirtiler arasındadır. Bu tablo toplumda sık görülmektedir ancak her mutsuzluk depresyon değildir. Bununla birlikte depresyon tedavisi olduğunu bilmeli ve kendimizi tamamen çıkmazda hissetmemeliyiz.
Depresyonda geleceğe karşı da bir umutsuzluk hali ile beraber geçmişle ilgili pişmanlıklar ve suçluluk duyguları vardır. Kişi kendisini beceriksiz, eksik ve yetersiz hisseder. Toplumda yaygın olarak insanlar yaşadıkları belli üzüntüler ve mutsuzlukları depresyon olarak tanımlarlar. Depresyon denebilmesi için bu belirti kümelerinin önemli bir kısmının belli bir süre devam etmesi gerekmektedir. En önemlisi de bu problemlerin kişinin günlük hayattaki işlevselliğini etkiliyor olması gerekmektedir.
Depresyon Nasıl Ortaya Çıkar?
Depresyonun en sık karıştığı durumlardan birisi kayıp ve yas durumlarıdır. Kişi bir kaybın ardından yoğun bir üzüntü yaşayabilir ancak bu depresyon demek değildir. Yas durumları kişide değersizlik, benlik saygısında azalma, yetersizlik duyguları yaratmaz. Yine bazı tıbbi hastalıkların ve daha nadir olarak kullanılan bazı ilaçların ardından da depresyon gelişebilir. Başlangıcı bazen ani olabilir yani günlük hayat normal bir seyirde görünüyorken fakat bazen de bir takım sosyal stresler, kişisel zorlukların ardından gelişebilmektedir. Özellikle ağır düzeyde değilse, başlangıcında kişi ve çevresi bu değişikliği anlayamayabiliyor. Kişi olağan günlük hayatını sürdürmekte güçlük çekmeye başlayınca yardım arayışına girmekte. Daha ağır durumlarda intihar düşünceleri de görülebilmekte ve bu durum tedavinin elzem olduğu noktalardan biridir.
Bu tablo ruhsal sorunlar arasında toplumda en sık görülen durumlardan biridir ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Bazen ağırlıklı olarak bedensel belirtilerle (vücutta yaygın ağrılar, mide-barsak şikayetleri, baş ağrısı..vb) ortaya çıktığı için tanı konması güç olabilmektedir. Depresyonda olan kişiler bir çok zaman ruh sağlığı uzmanı dışındaki hekimlere gittikleri için zamanında depresyon tedavisi alamamaktadırlar. Depresyon bazen hayat boyu yalnızca bir kez görülmekle beraber bazı durumlarda bir çok kez tekrarlayabilir.
Depresyonun Nedenleri?
Nedenleri arasında çeşitli faktörler bulunmaktadır. Genetik yatkınlık, sosyokültürel sebepler, kişilik özellikleri depresyonun gelişiminde etkili faktörlerdendir. Özellikle birinci derece yakınlarında geçirilmiş depresyon varsa bu riski arttırmaktadır. İş kaybı, ekonomik zorluklar, boşanma, sosyal destek azlığı gibi durumlar kişinin depresyon geçirme eğilimini arttırmaktadır. Bazı kişilik özelliklerne sahip olmak , küçük yaşlarda ebeveyn kaybı gibi durumlarda daha sık görülmektedir. Bu faktörlerin hiç birisi tek başına bir önem taşımamakta herkesin kendi bireysel öyküsü içinde bunları bir bütün olarak değerlendirmek gerekmektedir.