YGS’ sayılı günler kaldı. Sınava girecek adaylar için gerekli bilgi birikimine sahip olmanın yanında soruların özellikleri, konu dağılımları ve test çözme stratejileri hakkında bilgilere de sahip olmak gerekiyor. Geçmiş dönemlerde uygulanan YGS’ler analiz edildiğinde test soruları ortaokul 7 ve 8. sınıflar dâhil olmak üzere ağırlıklı olarak lise 1.sınıf konularından gelmektedir. YGS sorularının zorluk derecelerine bakıldığında ise şu tablo göze çarpmaktadır.

Hiçbir testi dışlamayın

ÖSYM sınav sorularının zorluk derecelerini 5 kategoride değerlendirmektedir. Bunlar % 40 herkesin çözebileceği normal zorluktaki sorular,% 20 orta derecede zorluk ve % 20 orta derecede kolaylığa sahip sorular ve % 10 çok kolay ve % 10 oldukça seçici sorulardan oluşmaktadır. Buna göre ortalama soruların % 70 tüm adaylar tarafından çözülebilecek türde sorulardır. Adaylar bütün soruları doğru cevaplama beklentisi içinde olmamalıdırlar. Seçme sınavlarında öğrenciler arasında sıralamaların yapılabilmesi için zorluk dereceleri farklı sorular da olacaktır. Bu nedenle tüm soruları doğru cevaplayamamanın da doğal olduğu kabul edilmeli ve cevaplanmayan sorularla karşılaştırıldığında güven kaybedilmemelidir.

Soru çözümünde stratejik olun

Aynı test içindeki soruların zorlukları düzeyleri birbirinden farklı; fakat puan getirileri aynıdır. Bu özelliğin bilinmesi test tekniği açısından çok önemlidir. Buna göre strateji gereği her testin çok zor bir sorusuna ayrılan sürede, aynı testin en kolay sorusunu yanıtlama tercih edilmelidir.

Turlama tekniğin kullanın

Sınavda cevaplanacak tüm testlerde, birinci turda, cevabı kolayca bulunabilecek soruların öncelikle çözülerek zaman alıcı ve zor soruların ikinci tura bırakılmasına turlama tekniği denir. Turlama stratejisini bilen ve uygulayan öğrenci, birinci turda, her testte var olan kolay ve normal soruları çözerek soruların % 70’ini yapabilme şansına sahiptir. Bunun için adayların zamanı iyi kullanabilme ve kapasite oranında, en yüksek puana ulaşma için turlama tekniğinde uzmanlaşması büyük önem taşımaktadır.

Çözüme en çok bilinen testten başlayın

Testlerin çözüm sırası öğrenciden öğrenciye farklılık gösterir. Önemli olan, öğrenci için zamanlama ve verim açısından en uygun stratejiyi uygulamasıdır. Burada genel yaklaşım, öğrencinin en başarılı olduğu testten başlamasıdır. Bu tür uygulama öğrencilere moral kazandırmanın yanında, sınav kaygısını da belli düzeyde olmasını sağlayacaktır. Ancak sınavda yüksek puan getiren testleri öncelikle cevaplamak gerektiği de unutulmamalıdır.

Soru kökünü iyi okuyun

Soruları cevaplarken soru kökleri dikkatli okunmalıdır. Sınavda bazı soru kökleri “hangisi değildir, olamaz, ulaşılamaz ” gibi olumsuz olarak verilmektedir. Olumlu soru köklerine alışkın olan öğrenci, bu tip soruları yanlış cevaplandırabilir. Bu nedenle acele etmeden, soruda ne istendiği iyi bilinmelidir.

Sıralı soru çözümünden vazgeçin

Sınavda zamanın yetmemesinin en önemli nedeni, sıralı çözüm yapma alışkanlığıdır. Sıralı çözüm alışkanlığı, öğrencinin yeterince güçlü olmasa dahi, sorularda zor – kolay ayırımı yapmadan ve bir soru başına düşen puan değerinin aynı olduğuna dikkat etmeden soruları sırayla çözmesidir. Adaylar, zor ve uğraştırıcı sorulara takılıp gereğinden fazla zaman kaybetmemelidirler.

Yapabileceğiniz sorular boş bırakılmayın

Bir soru başlangıçta çok karışık görünse bile, o soruyu hemen geçilmemelidir. Sınavdaki soruların güçlük derecelerini belirleyen uzun veya karmaşık görünmeleri değil içeriklileridir. Bu tür sorulara yanlış yapma düşüncesiyle okumama veya yarıda bırakmak test tekniği açısından son derece hatalı bir tutumdur. Ancak belirli bir işlem yapıldığı halde soru çözülemiyorsa bırakılmalı kalan zamanda tekrar o soruyla yoğunlaşmalıdır.

YGS’ye kadar kalan zamanda tekrarlara yer verin

Tekrar, bir hatırlama yoludur. Özel bir yetenek söz konusu değilse öğrenmenin temeli tekrara dayanır. Düzenli tekrar yapmayan öğrenciler, öğrendiği bilgilerin çok azını hatırlayacak ve bilgiler arası bağlantı kurmakta zorlanacaklardır. Tekrar yaparken beyin ilk ve son şeyleri daha iyi hatırlayacaktır. Aralıksız 4 saat çalışmak yerine, çalışma saatlerinin birer saatlik dilimlere bölünmesi “ilk ve son” durumların hatırlanması açısından önemlidir. Öğrenmek için ders başında çok vakit geçirmek değil, verimli çalışmak ve çok sayıda tekrar yapmak önemlidir.