Ergenlik (adölesan) dönemi en basit tanımıyla, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Bu süreç içinde kazanılan özellikler, bireyin nasıl bir erişkin olacağını belirler. Bu dönemde hem fiziksel ve cinsel hem de psikolojik değişim ve gelişme gözlenir. Ergenlik dönemini için bazı yaş sınırlamaları getirilmeye çalışılmışsa da, dönemi kesin yaş ile ayırmak oldukça zordur. Bu dönemin kendine has özellikleri vardır. Kansızlık, guatr, çocukluk çağı diyabeti, bazı kemik tümörleri, ortopedik sorunlar hayatın diğer dönemlerinden daha sık gözlenir.

Erkek Çocuklarının Ergenliğe Girdiği Nasıl Anlaşılır?

Erkeklerde ergenliğin ilk belirtisi testislerin büyümeye başlamasıdır. Ortalama yaş 12 olarak kabul edilmektedir. Çocuk endokrin polikliniklerinde “orşidometre” denilen aletle ölçüm yapıldığında, testis hacminin 4 ml’ye ulaşması, artık testosteron salgılanmasının başladığını ve ergenliğe girildiğini düşündürür. Testislerin büyümeye başlaması ile birlikte torba (skrotum) cildi kalınlaşır ve kızarmaya başlar. Genital bölgede kıllanma, testis büyümesinden 6 ay kadar sonra görülebileceği gibi eş zamanlı da başlayabilir. Sadece genital bölgede tüylenme görülmesi, ergenliğe girildiğini göstermez. Erkek çocuğun ergenliğe girmesi için mutlaka testislerin büyümesi gereklidir.

Testislerin büyümesi 3-5 yıl devam eder. Erişkin testisler 20 ml hacmindedir. Genital bölgedeki tüylenme de yıllar içinde artar ve bacak arasına da yayılabilir. Koltuk altında tüylenme genital bölgedeki tüylenmeden ortalama 2 yıl sonra başlar ve genellikle 14–15 yaşlarında belirir. Yüz kıllarının çıkışı daha da geç dönemde gerçekleşir. Bir delikanlı her gün tıraş olmak zorunda kaldığında, genellikle artık tam erişkin olmuş demektir.

Erkek Çocukların Cinsel Organlarında Nasıl Bir Değişiklik Görülür?

Penis boyunun büyümesi, ergenliğin ortalarında en üst düzeydedir. Genellikle 13,5–14 yaş grubunda gözlenir. Penis gevşek durumda iken uzatılarak bir cetvel yardımıyla boyu ölçüldüğünde, ergenlik öncesi ortalama 6,2 cm. olan penis boyu erişkinde ortalama 13,2 cm’e ulaşır. Penis boyu kısa ise, penis boyunun kısa olmasına neden olan pek çok endokrinolojik hastalık gözden geçirilmeli ve çocukta bunların olmadığı saptanmalıdır. Penis boyunun uzaması, penisteki reseptörlere testosteronun etkisi ile gerçekleşir.

Erkek çocukta sperm yapımı 12–15 yaşları arasında başlar. “Ejakulasyon”, diğer bir ifade ile meni fışkırtma 13,5 yaş civarında genellikle mastürbasyon sırasında meydana gelir. Daha sonra uykuda devam eder. Ergenlikte erkeklerde prostat, salgı kanalları gibi iç cinsel organlarda 7 misline varan artışlar gözlenir.

Erkek Çocuklarında Ergenlikte Meme Büyümesi Neden Olur?

Erkek ergenlerdeki meme büyümesine jinekomasti diyoruz. 10–16 yaş arasındaki çocuklarda yüzde 40 civarında rastlanır. En sık 14 yaşında yüzde 65 oranında tespit edilmiştir. Pubertal jinekomasti, vakaların yüzde 75’inde 2 yılda, yüzde 90’ında 3 yılda kendiliğinden geçmektedir. Kalıcı oran yüzde 10’dan azdır. Bunun nedeni erkek çocuklarda düşük miktardaki östrojene karşı, meme dokusunun hassasiyetinin artması ve büyümesidir. Obezlerde daha sık rastlanır. Ergenlere kilo vermeleri tavsiye edilir, meme büyümesini önlemek ve küçültmek için bazı ilaçlar kullanılabilir.

Çok fazla büyük ve psikolojik sıkıntı yaratan durumlarda, geç ergenlik döneminde plastik cerrahi operasyonu ile en son çare olarak yağ dokusu aldırılabilir. Ayrıca bazı ilaçlar, beyin tümörleri, karaciğer hastalığı gibi bazı kronik hastalıklar jinekomastiye yol açabilir. Bu durumları, ergenlik jinekomastisinden ayırt etmelidir.

Ergenlik Çağında Vücut Yapısında Ne Gibi Değişiklikler Olur?

Ergenlik döneminde vücut yapısında (kompozisyonunda) önemli değişiklikler meydana gelir. Vücut kompozisyonu başlıca üç bölümde düşünülebilir.

  1. Vücuttaki kemik yapıların oluşturduğu iskelet kitlesi,
  2. Özellikle deri altındaki yağ dokusundan oluşan yağ kitlesi,
  3. Kas yapılardan oluşan yağsız vücut kitlesi

Ergenlik tamamlandığında ise, erkeklerde yağsız vücut kitlesi artar. Bunun nedeni erkeklerdeki testosteron hormonudur. Kadınlarda ise farklılaşma yağ dokusu artışı şeklinde gerçekleşir. Ergenlik dönemi sonunda kadınlardaki yağ dokusu erkeklerin iki katıdır. Bunun da nedeni östrojen hormonudur. Kızlarda yağ dokusunda artma ilk adetten hemen önce başlar ve ondan sonra giderek hızlanır. Vücut ağırlığının genellikle yarısı ergenlikte kazanılır. Ergenlik çağındaki bir diğer önemli olay da boy uzunluğundaki artıştır. Ergenlikte kızlarda 20–25, erkeklerde ise 25–30 cm boy uzunluğu artışı olur.

Ergenlikte sesin kalınlaşması, erkek ergenlerde görülür. Genellikle 13 yaş civarında ses değişmeye başlar. Beraberinde yağlı saçlı deride kepekler de oluşmaya başlayabilir. Bunun nedeni testosteron hormon düzeyinin artmasıdır. Ergenlik döneminde sadece gece salgılanan testosteron hormonu, ergenliğin ortalarına doğru hem gece hem de gündüz salgılanmaya başlar. Kan düzeyi yükselen testosteron hormonu etkisiyle, ses tellerinde kalınlaşma olur, ciltte yağlanma artar.

Ergenlikte Aşırı Terleme ve Ter Kokma Normal Midir?

Ergenlik başlamadan önce, ortalama 6-8 yaşlarında, böbrek üstü bezinden zayıf androjenik etkiye sahip hormonlar salgılanır. Bu hormonlar testosteron kadar güçlü etkisi olmayan hormonlardır. Ancak cilt altındaki, özellikle koltuk altındaki ter ve yağ bezlerinin sayıca ve hacim olarak artmalarına neden olurlar. Terleme artar ve özel bir kokusu vardır.

Bu hormonlar alında, bazen burun üstünde ve göğüste az sayıda sivilce gelişimine yol açabilirler. Bu sivilceler eğer enfekte olmazlarsa kendiliğinden geçerler. Bu nedenle çocukların yüz ve vücut temizliği ile ilgili alışkanlıkları çok önemlidir.

Ergenlik Öncesi Genital Bölge Tüylenmesi Normal Midir?

Bazı çocuklarda 6–8 yaşlarında, böbrek üstü bezinden salgılanan zayıf androjen etkili hormonlar nedeniyle, genital bölgede hatta koltuk altında tüylenmeler görülebilir. Bu tüyler zayıf, ince tüylerdir ve ailelerin korkmasına gerek yoktur. Ergenlikle ilgili tüylenme de (testosteron etkisindeki tüylenme ) tüylerin özellikleri farklıdır. Bu tüyler kalın, kıvrımlı ve sert olurlar. Eğer erken yaşlarda genital bölge veya koltuk altı gibi vücudun başka yerlerinde, bu özellikte tüylenme görülürse mutlaka uzmanına danışılmadır. Çocuk endokrin uzmanı bu duruma neden olabilecek hastalık durumlarını araştırmalı, gerekli hormon incelemeleri yapılmalıdır.

Kız Çocuklarda Ergenlik Belirtileri Nelerdir?

Kız çocukları ergenliğe erkeklerden 2 yıl önce girerler. Ortalama yaş olarak 10–11 kabul edilmektedir. Anne-babalar genellikle ergenliğin ilk adetle başladığını düşünürler. Bu doğru değildir. Kız çocuğunun adet görmeye başlaması ile ergenlik tamamlanır. Ergenliğin başlangıcı, kızlarda memelerde tomurcuklanma ve büyümenin başlamasıdır. Memede büyüme bazen tek taraflı başlar, diğer meme daha sonra buna eşlik eder. Ancak genellikle her iki meme de birlikte büyümeye başlar. Meme tomurcuklanması ile birlikte, memelerde ağrı da olabilir. Ergenlik süresi boyunca memeler büyümeye devam eder. Meme ucu ve meme başı da (kırmızı-kahverengi alan) büyür. Erişkin meme boyutuna 3-5 yılda ulaşılır.

Meme büyüklüğü daha çok genetikle ilgilidir. Halk arasında “memesi akranlarından küçük olan çocukların, hormon düzeyleri düşüktür” şeklinde düşünülür. Bu inanç yanlıştır. Bu çocukların anneleri başta olmak üzere, diğer aile bireylerinin de memelerinin küçük olması söz konusu olabilir. Kilo alınınca yağ dokusu arttığı için meme büyür. Doğumla birlikte meme büyümesinde daha da artış gözlenir.

Genital bölgede kıllanma genellikle meme gelişimi ile birlikte görülebildiği gibi, bazen meme gelişiminden 6 ay sonra da başlayabilir. Genital bölgedeki kıllanmada ergenlik süresince artar, kızlarda ters üçgen şeklinde ve hafif bacak aralarınada yayılacak şekilde gelişir. Koltuk altında kıllanma ise genellikle meme gelişiminin başlamasından 1-2 yıl sonra, ortalama 12-13 yaşlarında ortaya çıkar. Bazı çocuklarda daha erken yaşta da başlayabilir. Koltuk altında kıllanmanın, genital kıllanmadan önce başlamış olması nadir görülen bir durumdur.

Kızlardaki Değişiklikler Neden Genital Bölgede Yoğunlaşır?

Ergenlikte kızlarda cinsel organlarda meydana gelen değişiklikler östrojen etkisiyle gerçekleşir. Genital bölgede yağ birikir, vajen uzar, himen (kızlık zarı) kalınlaşır. Vajen içindeki hücrelerin glikojen içeriği artar. Bu durum genç kızlarda mantar enfeksiyonlarının sık görülmesine yol açar. İlk adet (menarş) öncesindeki aylarda, berrak ya da hafifçe beyaz yapışkan bir vajinal akıntı başlar. Ergenlikte uterusun (rahim) boyutları da büyür ve şekli değişir. Ergenlik öncesi 3 cm’den az olan uterus boyu 5 cm’i aşar. Overler (yumurtalıklar) genişleyerek hacimleri 1-2 ml’den 3-10 ml’ye ulaşır. Overler içindeki yumurta sayısı 6-7 milyona ulaşır, bu değer yaşam boyunca bir kadının sahip olduğu en fazla yumurta sayısıdır.

Genellikle ilk adetten sonraki periyotların çoğu, yumurtalıklardan yumurta atılımı olmadan gerçekleşir (anovulatuar). Bu durum 1,5-2 yıl sürebilir. Daha sonra zaman içinde adetler düzene girer. İlk adetten sonraki 5 yıl içinde genç kızların çoğunda (%90’dan fazla) adetlerin düzene girdiği bilinmektedir.

Ergenlikte Vücut Yapısında Ne Gibi Değişiklikler Olur?

Ergenlik döneminde vücut yapısında (kompozisyonunda) önemli değişiklikler meydana gelir. Vücut kompozisyonu başlıca üç bölümde düşünülebilir. 

  1. Vücuttaki kemik yapıların oluşturduğu iskelet kitlesi,
  2. Özellikle deri altındaki yağ dokusundan oluşan yağ kitlesi,
  3. Kas yapılardan oluşan yağsız vücut kitlesi. 

Ergenlik öncesinde kız ve erkek çocuklarda  yağsız vücut kitlesinin yüzdesi, iskelet kitlesi ve yağ kitlesi eşit oranlardadır. Ergenlik tamamlandığında ise, erkekler de yağsız vücut kitlesi artar.  Bunun nedeni, erkeklerdeki testosteron hormonudur. Kadınlarda ise farklılaşma yağ dokusu artışı şeklinde  gerçekleşir. Ergenlik dönemi sonunda kadınlardaki yağ dokusu erkeklerin iki katıdır.

Bunun da nedeni östrojen hormonudur. Kızlarda yağ dokusunda artma ilk adetten hemen önce başlar ve ondan sonra giderek hızlanır. Vücut ağırlığının genellikle yarısı ergenlikte kazanılır. Ergenlik çağındaki bir diğer önemli olay da boy uzunluğundaki artıştır. Ergenlikte kızlarda 20–25, erkeklerde ise 25–30 cm boy uzunluğu artışı olur.

Ergenlikte Vücut Temizliği ve Estetik Bakım Nasıl Olmalıdır?

Ergenlerde ter bezlerinin sayıca ve hacim olarak artmaları sonucu, ter kokusu bazen rahatsız edecek derecelere ulaşır. Bir ergenin kişisel temizliğinin artık kendisi tarafından yapılması gerekir. Tuvaletlerden sonra ve yiyeceklere dokunmadan önce ellerin yıkanması bir alışkanlık haline gelmelidir. Her sabah kalkıldığında yüzün su ve sabunla yıkanması, her gün yapılan işlere göre banyo yapmak bir başka temizlik uygulamasıdır. 

Vücut temizliği ile pek çok hastalığın önüne geçilmektedir. Soğuk algınlıkları, hepatit, ishalli hastalılar, cildin mantar hastalıkları, cildin mikrobik hastalıkları, paraziter hastalıklar bunlardan bazılarıdır. Ergenlerde ter bezlerinin sayıca ve hacim olarak artmaları sonucu, ter kokusu bazen rahatsız edecek derecelere ulaşır. Ter kokusunun kaynağı vücut yüzeyinde bulunan mikropların (bakterilerin) teri parçalamasıdır. Özellikle koltuk altı ve ayaklarda koku barizdir. Bu bölgelerin hafif sabun ve suyla yıkanması gerekir.

Deodorant kullanılması önerilir. Deodorant temizlik aracı olarak değil, koku giderici olarak etkindir. En güzeli banyo yapmak veya yapılamıyorsa koltuk altını önce sabunlu bezle silmek sonra da su ile iyice yıkamak ve temizlemektir. Aktivitesi fazla olanlarda ter kokusu daha fazla olur.

Ergenlerin Saçtaki Kepek İçin Ne Yapılmalıdır?

Ergenlerde saçta yağlanma ve kepek oluşumu sık görülür. Sağlıklı saçlar için düzenli yıkanmak gerekmektedir. Haftada en az bir veya iki defa saçların yıkanması ve diğer günlerde de fırça ile taranarak saçların arasına giren tozlardan, kir ve ölü kıllardan arındırılması gerekmektedir. Saç kurutmak için kullanılan havlular sert olursa saç uçları çatallanabilir. Elektrikli kurutucu aletlerin saça çok yakın tutulmaması gerekir, saç ve saçlı deriye zararları dokunabilir, yanıklara sebebiyet verilebilir.

Kepeklenme için sık sık ve çok sıcak olmayan su ile saçları yıkamak faydalıdır. Ancak hekime danışmadan saçlar için yararlı olduğu düşünülen hiçbir madde kullanılmamalı, hiçbir uygulama yapılmamalıdır. Şampuanların esası, kolay çözünebilir yağ eritici bir madde ihtiva etmeleridir. Şampuanlara ayrıca koku, renk ve yoğunlaştırıcı maddelerde ilave edilir. Bu eklentiler saçlı deride tahrişlere ve alerjilere neden olabilir. Ergenlere aileleri tarafından saçlarının taranıp, düzenli olmaları gerektiği belirtilmelidir. Dış görünümün, insanlar arasındaki ilişkide ve kendini iyi hissetme de önemli etkisi vardır.

Kızlarda Makyaj Yapmak Zararlı Olur Mu?

Ergen kızlarda güzelliklerini daha belirgin hale getirebilmek için göz çevresi ve kirpiklere makyaj amacıyla sürülen maddelerin kaliteli olması gereklidir. Göz çevresinde ve yüzde alerjik ya da mikrobik sorunlarla karşılaşılabilir. Makyaj yapılıyorsa her akşam yatmadan önce muhakkak göz çevresinde ve yüzde kullanılan makyaj artıkları uygun solüsyonlar kullanılarak ya da su ve sabunla temizlenmelidir. Yüz temizliği, her sabah kalkıldığında yapılmalıdır. Sabunlar uygun PH içeren, kokulu olmayan düz sabunlar olmalıdır. Aknesi olanlar için sabah yüz temizliği daha da önemlidir.

Ergenlikte Genital Bölge ve Koltuk Altı Tüyleri İçin Ne Yapılmalıdır?

Genital bölgedeki kıllar testosteron etkisinde olup, sert ve kıvrımlı kıllardır. Kıllı deride ter bezleri çok fazla sayıdadır. Bu nedenle, terleme ve terleme sonrasında koku çok daha fazla rahatsız edici olabilir. Bundan başka terlemeden dolayı kirlenme ve cildimizde mikropların yerleşmesi çok daha kolay olmaktadır. Mikroorganizmaların bu bölgeye yerleşmesi ile kaşıntı, kızarıklık, ısı artışı gibi iltihabi belirtiler ortaya çıkabilir. Sık banyo yapılarak dış genital organ ve koltuk altı temizliği sağlanmalıdır veya su ile bu bölgeler temizlenmelidir. Uzamış tüyler temizlenmelidir.

Ergenlikte Kız Çocuklarında Kıllanma Artar Mı?

Kız çocuklarında, ergenlikte görülen tüylenmeye hirsutizm denilmektedir. Bu tüylenme, androjen fazlalığına veya etkisinin artmasına bağlı olabilir. Kız çocuklarındaki tüylenme ciddi psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklara neden olur. Tüylenme erkeksi karakterde olup bıyık, favori, göbek altı tüylenmesi söz konusudur. Ailede özellikle kadınlarda tüylenmeler fazla olabilir yani genetik yatkınlık söz konusudur. Genellikle kıl folliküllerinin daha fazla androjenle uyarılması veya androjene aşırı hassasiyet sonucu oluşan hirsutizmde, tüylenmeye neden olan hormon artışının overlerden mi yoksa böbrek üstü bezinden mi olduğu araştırılmalıdır. Sıklıkla herhangi bir neden bulunmaz ve ailesel yatkınlık düşünülür. Eğer hirsutizmle birlikte obezite ve adet düzensizliği de olursa polikistik over hastalığı düşünülür.

Bu şikayetleri olan hastalar mutlaka endokrinolojik incelemeden geçirilmeli, gerekli tetkikler yapıldıktan sonra tedavi edilmelidirler.

Ergenlerde Ayak Kokusu İçin Ne Yapılabilir?

Ayakların yıkanması terden dolayı kokunun önlenmesi ve mantar, bakteri gibi mikroorganizmaların  ve alerjik hastalıkların önlenmesi için gereklidir. Ayaklar düzenli olarak yıkanmalı ve her yıkamadan sonra havlu ile iyice kurutulmalıdır. Ayak sağlığı için pamuklu çoraplar daha uygundur. 

Banyo Yapmak Neden Önemlidir? 

Banyo yapmak deri yüzeyinde bulunan mikropların, kirlerin, terin uzaklaştırılması ve dökülen yüzeysel hücrelerin atılması için gereklidir. Banyo yaparak hem beden temizlenir hem de ruhsal temizlik sağlanır. Banyo zindelik ve mutluluk verir. 30–40 derece civarında sıcaklıkta, su ve sabun kullanılarak deri ovulmalı ve kir atılmalıdır. Her banyodan sonra iç çamaşırı değiştirilmelidir.

Giyim Konusunda Öneriler

Ergenlerin giyecekleri çok dar olmamalı ve mümkün olduğunca teri emebilen, alerji yapmayan doğal maddelerden yapılmalıdır. Dar giyecekler aşırı terleme ve hareket kısıtlılığına yol açarken, terin emilimini de önlerler. Giyecek katları arasında hava dolaşımının engellenmesi, bakteri ve mantar üremesini kolaylaştırır. Su geçirmeyen, nemi emmeyen giyeceklerin sürekli kullanılması da aynı etkiyi yapar.

Ergenlik Dönemindeki Önemli Sorunlar Hangileridir?

Boy kısalığı: Boy kısalığı, ihmal edilmemesi gereken, kronik hastalıkların habercisi olabilen ve genellikle tedavisi mümkün olabilen bir durumdur. Erken ergenliğe giren ve ergenlik dönemi kısa süren çocuklarda boy kısalığı gözlenmektedir. Tiroid hormonu, büyüme hormonu ve seks hormonları boyun uzamasını etkiler. Çocuk, akranlarından kısa ise, yılda 5 cm’den az uzuyorsa dikkatli olmak gerekiyor. Anne ve babanın boyunun kısa olması, çocuğun da boyunun kısa olacağı anlamına gelmez. 

Ergenlik döneminden önce büyümesi tamamlanan tek organ baştır. Genellikle baş çevresi 10 yaşından sonra büyümez. Baş dışında bütün vücut organları, ergenlik döneminde yaklaşık 2 misli büyür. 

Ergenlik döneminde kızlarda 20–25, erkeklerde 25–30 cm. boy uzunluğu artışı olur. Büyüme ergenlerde kol ve bacakların uç kısımlarından başlar. Diğer bir ifadeyle önce el ve ayaklar büyür. El ve ayakları, kol ve bacaklardaki büyüme takip eder. Son olarak da gövde, göğüs kafesi ve ardından omuzlar genişleyerek büyür. 

Ergenliğin ortalama 3–4 yıl sürdüğü düşünülürse, bu dönem içindeki 6–12 aylık kısa bir dönemde hızlı boy artışı olur. Ortalama 8–10 cm. civarında olan bu boy uzunluğu artışı, kızlarda hemen ilk adet başlangıcından önceki döneme rastlar ve ortalama 12 yaş civarında hızlı boy artışı gözlenir. Kızlarda boy uzaması adet gördükten sonra yavaşlar. Adetten sonraki dönemde boy 5–6 cm. kadar uzar. Erkeklerde ise en hızlı boy artışı testis hacmi 10 ml. civarında iken olur. Bu da 13–14 yaşlarına rastlar.

Ergenlikte normal boy artışını etkileyen temel faktörler doğum öncesi büyümenin yeterli olması, genetik özellikler, sağlıklı ve dengeli beslenme, insan vücudunda büyümeyi düzenleyen salgı bezlerinin yeterli derecede salgılanması, çocukluk döneminde fazla sayıda enfeksiyon geçirilmesidir.

Boy Kısalığı Nasıl Belirlenir?

Kısa boy, çıplak ayakla ölçülen boyun, o yaş ve cinse göre normal büyüme eğrilerinin alt sınırlarında (10 persentil altı) olmasıdır. Yıllık boy artışının yaşına göre normalden az olması durumunda, büyüme hızı yetersiz olarak değerlendirilir (yıllık büyüme hızı 1–2 yaşlar arası yılda 8 cm, daha sonra ise yılda 5–6 santimetredir). Bir çocuk, ergenlik öncesi yılda 5 santimetreden az büyüyorsa veya takip edildiği büyüme eğrilerinde aynı çizgide devam edemiyor ve alt çizgiye düşüyorsa, sorun var demektir. Bu durumun tetkik edilmesi gerekir. Aileler çocuklarının boyunun uzamadığını, kıyafetlerinden anlarlar.

Sürekli aynı pantolonu giyiyor şeklinde hekime başvuruda bulunabilirler. Burada yapılan en büyük hata, anne ve babanın boyu örnek gösterilerek, ‘’çocuğunuzun da boyu size yakın olur, zaten sizin boyunuzda kısa’’ diyerek tetkikten kaçınmaktır.

Ailevi Boy Kısalığı Nedir?

Ailevi boy kısalığında, kısa boylu çocukların anne-babaları veya diğer yakın akrabaları da kısa boyludur. Bunun nedeni kalıtımdır. Bu çocuklar, büyüme eğrilerinin alt hudutlarında büyürler ancak bulundukları eğriden, daha alt eğriye düşmezler. Yapılan hormonal incelemelerinde, beslenme durumlarında herhangi bir sorun yoktur. Bu çocukların ergenlik çağında boyları uzar ve anne-baba ortalamalarına göre hesaplanan erişkin boylarına ulaşırlar.

Cinsel gelişme yetersizliği: Özellikle ergenliğe geç giren erkek çocuklarda rastlanılan ve boy kısalığı ile birlikte görülen bir durumdur. Cinsel gelişme ergenlik dönemindeki hormonların salgılanması ile ortaya çıkıyor. Cinsel gelişmede yetersizlik gözlenirse, vakit geçirmeden mutlaka müdahale edilmesi gerekir. Özellikle mikropenis ne kadar erken müdahale edilirse, tedavi şansı o kadar iyi olan bir durumdur.

Guatr: Tiroid bezinin büyümesine guatr denir. Tiroid bezi boynun aşağı, ön kısmında bulunan ve kelebeğe benzer şekli olan endokrin (hormon) üreten bir bezdir. Tiroid normal boyutta olduğu zaman görülmez ve elle hissedilmez. Büyüdüğü zaman elle hissedilir ve baş normal durumda ve geriye atıldığı zaman görünür hale gelir. Bezin bütünü yaygın bir şekilde büyüdüğü gibi bazen küçük bir parçası da büyüyebilir. Bezin küçük bir parçasının büyümesine tiroid nodülü denir. Tiroid nodülleri bir veya birden fazla olabilir. Tiroid bezinin vücuttaki görevi tiroid hormonları yapmak ve kana salgılamaktır.

Tiroid hormonlarının büyüme ve gelişme, oksijen kullanımı ve ısı oluşumu, ilk üç yaşta beyin ve sinir sistemi gelişimi, şeker, yağ, protein ve vitaminlerin kullanımı üzerine etkileri vardır. Kanda hormon düzeyinin azalması veya artması durumunda hastalık belirtileri oluşur. Ergenlik döneminde tiroid hormonlarına ihtiyaç vücut metabolizması arttığından dolayı fazladır.  T3 ve T4 adlı tiroid hormonları tiroid bezinden, TSH adlı tiroid bezini uyararak tiroid hormonlarını salgılayan hormonda hipofiz adlı beyin parçasından salgılanır.

Ergenlerde guatr sık görülür. En önemli nedeni özellikle kızlarda görülen, Hashimato hastalığıdır.  Hashimato hastalığı, tiroid bezine karşı vücudun kendiliğinden antikor yapmasıdır. Tiroid hüzrelerine karşı yapılan bu antikorlar tiroid bezinin büyümesine neden olur. Endokrinolog takip ve tedavisi gerektirir. Ailesel yatkınlık vardır. İyot eksikliği de guatrın önemli bir nedenidir. İyot tiroid hormon yapımı için gereklidir. Besinler, su ve hava iyot kaynaklarıdır.

Özellikle deniz ürünleri iyottan zengindir. İyot alımı yetersiz olursa tiroid bezinin çalışması bozulur ve bez büyür. İyot eksikliği bölgesel olduğundan o bölgede yaşayanların çoğunda guatr  olur. Yurdumuzda birçok bölgede iyot eksikliği vardır. Bunu önlemenin en etkin yolu iyotlu tuz kullanmaktır. İyot eksikliği bölgelerinde yaşayan çocukların zekâ düzeylerinde ve okul başarılarında düşüklük görülür. Eğer iyot eksikliği ileri yaşlara kadar devam ederse yetişkinlerin anlama ve kavrama yetenekleri bozulur, mesleki başarısızlık olur. 

Ergenlik Dönemindeki Aşılama Takvimi Nedir?

11-19 yaş grubu arasında olan birçok genç sadece küçük çocukların aşılanması gerektiğini düşünür. Oysa bu yaş grubunun da ciddi hastalıklara karşı aşılanmış olması gereklidir.

Hepatit B: Bu yaşa kadar tamamlanmadıysa yapılmalıdır.

Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak:  2 doz MMR aşısı yapılmış olmalıdır.

Tetanoz, Difteri, Boğmaca: 11-12 yaş arasında Tdap hatırlama dozu yapılmalıdır. Ayrıca her 10 yılda bir tetanoz aşısı tekrarlanmalıdır.

Polio (Çocuk Felci): Çocuk felci aşılama şemasını tamamlanmadıysa ve gencin yaşı 18’den küçük ise tamamlanmalıdır.

Suçiçeği: Daha önce aşılanmadıysa ve hala suçiçeği geçirilmediyse aşı yapılmalıdır. Bu aşı artık 2 doz olarak yapılmaktadır. Çocukken tek doz olarak yapıldıysa 1 doz daha yaptırılmalıdır.

Hepatit A: Birçok gencin Hepatit A’ya karşı aşılanma ihtiyacı vardır. Özellikle Hepatit A hastalık riski yüksek bir toplumda yaşıyorsanız veya bu bölgelerden birine seyahat edilecekse, kronik karaciğer hastalığına karşı risk faktörü varsa veya korunmak için 2 doz Hepatit A aşısı yaptırılmalıdır.

HPV: Bütün ergenlik dönemindeki genç kızların rahim ağzı kanserini ve genital siğilleri önlemek amacıyla tercihen 11-12 yaş arasında 3 doz olarak aşılanmalıdır. Bu aşıyı yaptırılmadıysa ve genç 26 yaşından küçükse aşı yaptırmalıdır.

Grip: Astım, diyabet, kalp hastalığı gibi kronik bir hastalığı olan ergenlerin her yıl gribe karşı aşılanması önerilmektedir. Ayrıca gribe karşı korunmak isteyen herkes her yıl aşılanabilir.

Pnömokok: Kronik rahatsızlığı olan ergenlerin pnömokok aşısına ihtiyacı olup olmadığı hekime danışılmalıdır.

Ergenlik ve Cinsel Yaşam

Ergenlerin cinsel ilişki, gebelik, korunma, düşük gibi konularda bilgileri yetersizdir ve ergen gebeliği hem ergene hem de bebeğe risk getirmektedir. 

Ergen gebeliği deyince akla 12–20 yaş arasında evlilikle veya evlilik  dışı, istemeden oluşan gebelikler gelmektedir. Bu sorun ergeni, aileyi ve toplumu ilgilendiren bir sorundur. Ergenlerin cinsel ilişki, gebelik, korunma, düşük gibi konularda bilgileri yetersizdir. 

Bu gebeliklerde gebelik ve doğum komplikasyonları yüzde 60 daha sık görülür. Örneğin, 15 yaşından önce doğum yapan kadınlarda anne ölümleri, 20–24 yaş arası doğum yapan kadınlara göre 2 misli daha fazladır. Kansızlık, hipertansiyon ve eklempsi sık görülür. Ayrıca gebenin içinde bulunduğu yalnızlık, psikolojik sorunların ortaya çıkmasına yol açar. 

Bu durumda hekime düşen sorumluluk artmış olmuyor mu?


Hekim, ergene anne olmanın sorumluluklarını anlatmalı, doğum ve gebeliğin komplikasyonlardan bahsetmeli ve okul kaybını ve eğitimini nasıl telafi edeceğini tartışmalıdır. Eğer ergen gebeliğin sonlanmasını tercih  ederse; yasal durum hatırlatılmalı, psikiatri konsültasyonu yapılmalı, ailesi ile konuyu tartışıp tartışmayacağı ile ilgili yasalar söylenmeli ve tüm seçenekler hatırlatılmalıdır. 

Ergenlik dönemi gebeliklerindeki artışın nedenleri nelerdir?


Ülkemizde adölesan gebeliklerin artmasının nedenleri arasında; aile yapısı değişiklikleri, anne ve babaların çalışmaları, ekonomik sorunlar, eğitimdeki hatalar ve ergenle ebeveynlerin yakınlık kuramamaları hatta birbirlerini dışlamaları gelmektedir. Adölesan gebeliği annede oluşturduğu risklerin dışında, bebekte de yeterli beslenememenin getirdiği prematür ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğumuna yol açar.

Ergenlik Dönemi ve Kötü Alışkanlıklardan Korunma

Ergenler bu dönemde bağımsız olma isteği ile erişkinleri taklit etmeleri sonucu yeni bir şey denemek amacıyla alkol, sigara veya uyuşturucuyla tanışmaları mümkündür. Ergenlerin bir kısmı zararlı maddeleri deneyip, bırakabilir ancak diğer bir kısmında bu maddeler alışkanlık haline gelip, kendilerine ve çevrelerine zarar verebilecek şekilde kullanılmaya devam eder. Araştırmalar ilk uyuşturucuya başlama yaşını 14 olarak göstermektedir, ancak bütün dünyada bu yaşın daha erken yaşlara düşme eğilimi vardır. Alkol kullanımı ise 12 yaşından önce başlamaktadır. Alkol ve sigaraya erken başlayan çocuklarda daha sonra uyuşturucuya geçiş gözlenebilir.  

Ergenlerde madde bağımlılığı açısından bazı risk faktörleri vardır. Anne ve babayla ilişki kopukluğu, ailede sigara ve alkol kullanım mevcudiyeti, ailede çocuk istismarının olması, anti-sosyal kişilik mevcudiyeti, kendine güvensizlik, okul başarısızlığı ve yakın arkadaşlarının uyuşturucu veya alkol kullanıyor olması risk faktörleridir. Çevresel uyaranların özellikle medyanın alkol ve bağımlılık yapan maddelerin reklamlarında çok dikkatli olması ve özendiricilikten kaçınması gerekmektedir. Madde bağımlısı olan ergenler genellikle gergin, huzursuz ve etrafa karşı saldırgandırlar. Ders başarıları düşüktür, şiddete eğilimlidirler. 

Zararlı alışkanlıklarda ailenin tutumuyla ilgili uyarılarınız olacak mı?

Ergenlerin alkol kullanımında ailenin tutum ve davranışları önemlidir. Aile içinde başlayan alkol alma arkadaşların teşvikiyle sürdürülür. Çünkü alkolizme eğilimi olan çocuklar kendilerine benzer tutum ve davranış özellikleri gösteren arkadaş gruplarını seçme özelliğindedirler. Çocuk istismarı ve aile içi şiddetin yarıdan fazlası alkolik ailelerde olmaktadır. Özellikle baba alkolikse erkek çocuğun alkolik olma riski fazladır. Bu nedenle özellikle çocuklara alkol ikram edilmemeli, ergenlerin alkol alan yerlere gitmeleri özendirilmemeli ve ergenlere toplantılarda alkol verilmesi önlenmelidir. 

Tiner bağımlısı olanlarda ne gibi sorunlar ortaya çıkar?

Özellikle ana-babası olmayan veya ana-babası tarafından terk edilmiş sokak çocuklarının sorunu olan tiner gibi uçucu maddeler, kokuları hoş ve kolay bulunan maddelerdir. Kullanma yaşı 6’ya kadar inmiştir. Nefesle içe çekilirken genellikle naylon torba kullanılır. Ani ölümler özellikle kullanıma yeni başlayanlarda gözlenir. Uzun süreli kullanımda beyinde harabiyet olur, zekâ yetenekleri kaybolur. Kan kanseri riski artar. 

Aileler, ergen çocuklarında hangi belirtileri gözlemlerlerse madde bağımlılığı yönünden şüphelenmelidirler?
Eğer:

  1. Ergende yakın zamanda kişilik değişikliği oluşmuşsa, kendine güvensizlik, içe kapanma, çevreye ilgisizlik, karar verememe varsa, 
  2. Okula ilgi azalmış, derslerden ve okuldan kaçma varsa, 
  3. Aile içinde sürekli kavga ediyor, evden kaçıyorsa, 
  4. Sürekli öksürük, iştahsızlık göz kapaklarında şişlik varsa, 
  5. Dinlediği müzik değişmiş, kıyafetleri farklılaşmış ve yakın çevresinden olmayan yeni arkadaşlar edinmişse, aileler madde bağımlılığından şüphelenmeli ve çocukları için profesyonel destek aramalıdır.
ergenlik donemi ergendanismanipedagog psikolog online terapi gaziantep
Ergenlik Dönemi Bilinmesi Gerekenler 2