Beynimiz vücudumuzun %3’ünü kaplayan bir kütle olmasına rağmen vücudumuzda üretilen enerjinin yaklaşık olarak %20 – %25’ini tek başına tüketir. Peki, bu kadar enerjiyi tüketmesine karşı beynimiz yorulur mu?
Buna vereceğimiz cevap “hayır”dır. Çünkü yorulma dediğimiz his kaslarda yoğun laktik asit üretilmesidir. Laktik asit kana geçer ve bu kan beyne ulaşır ve böylelikle yorulma dediğimiz his oluşmuş olur. Beynimiz laktik asit üretemediğinden dolayı asla yorulmaz. Çok çalıştıktan sonra beynimizin yorulduğunu söyleriz. Aslında yorulan beynimiz değil, göz kasları ve vücut kaslarımızdır. Günlük çalışmalarımızın biraz üstünde çalışırsak psikolojik olarak da yorulduğumuzu hissederiz.
Beynimizdeki yorgunluk hissini nasıl atabiliriz?
- Yorulduğumuzu hissettiğimizde hemen temiz hava almalıyız.
- Çalıştığımız alanı veya konuyu değiştirebiliriz.
- Ilık suda banyo yaparak hem beynimizi hem de vücudumuzu dinlendirmiş oluruz.
- Uyumayı deneyebiliriz çünkü uykudayken beyin aktiviteleri azaldığı için dinlemiş hissederiz.
- Müzik stresimizi alır ve bizi rahatlatır. Bilim insanlarının yaptığı bazı araştırmalara göre, müzik dinleyen çocuklarda zekâ gelişimi olduğu iddia ediliyor.
- Çalışmamıza mola vererek dışarıda yürüyüş yapmak da bir seçenek. Çünkü yürüyüş yapınca beyne oksijen sağlanmasını artırarak zihinsel keskinlik ve yaratıcı düşünce potansiyelimizi yükseltmiş oluruz.
- Yorulduğumuzda sevdiğimiz bir kitabı okuyabiliriz. Kitap okuduğumuzda da stresimiz azalır, beynimizdeki elektriksel aktiviteler ve kan basıncımız artar.