- Hayata ve zevklere karşı ilginin azalması
- Enerji kaybı
- Konsantrasyon problemleri.
Buna karşın bazen psikiyatristler ve psikologlar çok uzun belirti listelerine bakarlar. Gelen hastada gördükleri belirtileri, hangisinin daha önemli olduğuna bakmadan listeye eklerler.
Depresyon belirtileri üzerine araştırma yürüten Dr. EikoFried şunları söylüyor:
“Depresyona, değişmez belirtileri olan bir hastalık olarak bakmayı bırakmamız gerekiyor. Depresyon, belirtilerinin karmaşık ve iç içe olduğu bir rahatsızlıktır. Bazen bu belirtilerin bir kısmı diğerlerinden çok daha önemli olabilir.”
Yapılan çalışmada araştırmacılar depresyonun 28 farklı belirtisine baktı. Bu belirtiler ayrı ayrı değerlendirilmedi, bunun yerine birer bütünün parçası olarak kabul edildi. Bunun sebebi ise bir belirtinin diğerine yol açabiliyor olması. Örneğin, uykusuzluk kişide yorgunluğa sebep olabilir, yorgunluksa beraberinde konsantrasyon sorunlarını getirecektir. Bu örnekte olduğu gibi depresyonun belirtileri bir döngü halinde ilerliyor ve araştırmacılara göre bunun ayırdına varmak depresyonun klinik olarak ele alınışında oldukça önemli bir katkı sağlayabilir.
Çalışmada, depresyonun kilo kaybı ve aşırı hassasiyet gibi belirtileri diğerlerine göre daha geri planda kaldığı bulunuyor.
“Depresyon bir kızamık gibi bir şey değil. Kızamık olduğunuzdaki belirtileriniz doktorunuza ne tür bir hastalığınız olduğu konusunda yardımcı olur. Buna göre verilecek bir ilaç tüm kızamık belirtilerinizin ortadan kalkmasını sağlar.
Fakat depresyon çok daha karmaşıktır. Bir enfeksiyon ya da beyin rahatsızlığı değildir. Doğrudan, basit bir tedavisi yoktur. Depresyon ilaçlarının hiçbiri, depresyonun tüm belirtilerinin ortadan kalkmasını sağlamaz.
Bu yüzden, depresyonda hangi belirtilerin daha merkezi olduğunu ve diğer belirtilere yol açabilecek asıl belirtilerin neler olduğunu saptamak tedavi süreci açısından oldukça önemlidir.” diyor.