Öncelikle neye kızdığınızın farkında olun. Öfkeli ve kızgın kişilerin tipik ortak özelliği neye kızdığını bilmemesi. Kızıyor ama, neye?
Kızmaya başladığınızda, kızmaya başladığınızın farkında olmanız çok önemli. Öfke yönetimi eğitimi alan kişiler, kızmaya başladıklarında kızdıklarının farkına varıp iç dünyalarında kendilerini kışkırtacak düşüncelere dalmazlar.
İnsanlar en fazla çaresiz hissettiklerinde, köşeye sıkıştıklarında, çözüm üretemediklerinde kızarlar. Dolayısıyla kızgın olmanıza neden olacak durum her neyse, o konuda birden fazla alternatif oluşturmaya çalışın. Diyelim ki her Pazar dışarı çıkmak veya adam gibi bir gezi programı yapamamakla ilgili aile içi gerginlik yaşıyorsanız, eşinize sorun, hafta sonu sizinle birlikte plan yapmak için müsait mi? Adam evet dedi. Peki deyin ve kocanızla plan yapın. Fakat bir yanınız da bilsin ki geçtiğiniz haftalarda olduğu gibi eşinizin patronu çağırabilir. Bunun için yedek planınız olsun. Siz hem onunla hem o’nsuz plan yaparsanız zaten kızmanıza gerek kalmaz. İşinize bakmaya devam etmiş olursunuz.
Mutlaka gerekirse bireysel destek (terapi, danışmanlık veya yaşam koçluğu hizmeti) alarak kendinizi güçlendirin. Kişilik yapılanmanız güçlü olduğunda, insanları ve hayatınızı yönetme ve yönlendirme kapasiteniz genişlediği zaman rahat olursunuz. Kendisine söz geçiremediği gibi çevresine söz geçiremeyen kişi çok öfkeli olur.
Her kızgınlık ve öfke aslında bir mesaj içerir. Bu mesajın farkında olmak ve durumu karşı tarafa aktarmak esastır. Bunu ya bağırıp çağırarak ya etrafa çaka satarak ya da kelimelerle sakin şekilde ifade ederek aktarırsınız. Hangi aktarımı yapacağınıza siz karar vereceksiniz.
Öfke ve kızgınlık anları, alınganlık yani her şeyi üzerine alınma ile tavan yapar. Dolayısıyla yaşadığınız ve sizi kızdıran şeyin niye sizin başınıza geldiğine değil, olayın çözümüne odaklanın. Sizin şahsınıza özel yapılmış gibi düşünmeyin. Çünkü alınganlık yaparak bakarsanız sinirlenirsiniz.
Kızgınlaşmaya başladığınızı fark ettiğinizde burnunuzdan kocaman derin nefes alın, içinizde bir süre bekletin ve ağzınızdan yavaşça verin. Ve bunu en az 25-30 kez yapın. Bunu yaparken de kendinize “Sakin ol, her şey çok güzel olacak. Her şey yoluna girecek.” gibi içinizden sakin olmanızı telkin eden cümleler geçirin.
Kızmaya başlayan kişinin ilk yaptığı hatalardan birisi karşı tarafı dinlemekten vazgeçmesidir. Bunu sakın yapmayın! Ne kadar kızgın ve öfkeli olursanız olun, karşı tarafın ağzından çıkan cümlelere odaklanın ve size nasıl bir mesaj verdiğini anlamaya çalışın.
Kızgın olduğunuzda konuşma hızınıza fren yapmayı unutmayın. Kızgın kişi, öyle bir konuşur ki sanki motor takmış zannedersiniz. O hızla konuşurken de öyle şeyler söyler ki kendisi bile neler söylediğini takip edemez. Yıkar, ezer, geçer, gider. Oysa sakinlik modeli ve öfke eğitimi almış kişi frene basmayı bilir. Kendisine dur komutu verir. Böylece ne söylediğine bakabilir. Karşısındakini incitmeden meramını anlatabileceği doğru ifadeyi bulabilir.
Kızgınlaşmaya başladığınızda, baktınız ki öfke artıyor, dikkatinizi dağıtacağınız başka alanlar bulun. Yüzünüzü yıkayın, gidin mutfaktan bir bardak su alıp için, sevdiğiniz birini arayın, müzik dinleyin… neyle mutlu olacaksanız ve rahatlayacaksınız onu yapın. Hatta normal anlarınızda, sizi neyin rahatlattığını bulun, öfke anınızda bu malzemeyi kullanabileceğinizi düşünün. Böylece öfke anında sizi rahatlatacak malzemeyi heybenize koymuş olacaksınız. İhtiyaç anında uygulamaya geçersiniz.