Bir çok ebeveyn gün boyu çocuklarıyla iletişimlerinde çeşitli yöntemler uygularlar. Problemlerin çözümüne hizmet etmeyen bu yaklaşımlar genellikle ebeveyn ile çocuk arasında sürtüşmelere neden olur. Sürekli uygulanan bu yöntemlerin alternatifi olan pozitif yaklaşım metodlarını bilmeyen anne babalar kısır döngü içine girerler. Sık tekrar edilen yanlış yaklaşım metodları şunlardır :

1. Çocukların bütün isteklerini yapmak ve sınır koymamak
Bir çok anne babayı böyle yanlış bir tutuma iten sebep “Ben çok sıkıntı çektim, evlatlarım çekmesin ..“ düşüncesidir. Böyle yapmakla çocuklarının doyuma ulaşıp, mutlu olacaklarını düşünürler. Fakat maksatlarının tam tersiyle karşılaşırlar. Zamanla, her isteğini karşıladıkları çocuklarının, şımarık, sorumsuz, söz dinlemeyen, saygısız bir birey olduklarını görürler. “Her isteğini de yerine getirdik, neden böyle oldu?” diye dert yanarlar. Çocuklar bir istekte bulunduğu zaman , ebeveyn bunun istek mi ihtiyaç mı olduğuna karar vermelidirler. ihtiyaç ise yerine getirmelidir. Zaruri ihtiyaçlar dışındaki isteklerini ancak hak ettiğinde vermelidir. Böylelikle çocuk bazı isteklerine kavuşması için çalışması ve sabretmesi gerektiğini öğrenmiş olacaktır. Yani kavuştuğu şeyin kıymetini bilecektir. Çocuğun zaruri ihtiyaçlarını almamak ne kadar yanlış ise; her isteğini yerine getirmek de o kadar yanlıştır.

2. Tutarsız davranışlar göstermek
Bir çok evde annenin “yapma” dediği bir davranışa baba “çocuğu rahat bırak” diyerek arka çıkar. Ya da anne babanın hassas olduğu bir mevzuda dede – nine: “Torunumu rahat bırakın , istediğini yapsın” der. Böyle ailelerde çocuklar neyin doğru neyin yanlış olduğunu asla öğrenemez.

3. Bağırmak ve emir vermek
Birçok ebeveynin sabrının tükenmesi sonucu kullandığı yanlış bir yöntemdir “Sana söylüyorum! Derhal bisikletini koy ve yukarıya çık”, “Televizyonu hemen kapatıyorsun, yeter artık “ gibi.

4. Başka arkadaşlarıyla kıyaslamak
“Sen neden hep böyle vurdumduymazsın! Neden kardeşin gibi sorumluluğunu bilen, saygılı ve çalışkan değilsin “, “ Sen hiç, Hasan’ ın annesini üzdüğünü gördün mü ? “.

5. Boş tehditlerde bulunmak
“Çabuk onu bana ver! .. yoksa dışarıya çıkamazsın.“, “Oyun bitti , hemen yukarıya çıkıyorsun .. yoksa bir daha sokağa çıkamazsın “ gibi tehditleri sıralayıp uygulamyorsak çocuk bu tehditleri anlamsız bulurlar.

6. Yalvarmak
“ Lütfen şu kavgayı kesin.. Başım ağrıyor.. beni üzmek hoşunuza mı gidiyor.. n’olur yapmayın artık ! “ bunun yerine kesin, tutarlı ve net bir çıkış yapıp kavgayı sonlandırmak gerekirdi.

7. Rüşvet teklif etmek
“ Oyuncaklarını toplarsan sana çikolata veririm “ ya da “ Ödevini bitirisen bir saat çizgi film izleyebilirsin ” gibi yaklaşımlar kısa süre de sonuç aldırabilir. Fakat çocuğun doğru davranışı içselleştirmesine katkıda bulunmaz. Yani rüşvet verilemediğinde çocuk doğru davranışı yapmaz hale gelir. Ödül olarak kısa vadede kullanılsa da uzun vadede tercih edilmemelidir.

8. Tekrarlamak
Günlük hayatta bir çok anne çocuğuna “ Ayşe , dersin başına oturma zamanı gelmedi mi ? .. Hadi lütfen, dersin başına.. “ gibi ifadeleri sürekli tekrarlar dururlar . Bu tekrarlamalar çocukta süreklilik arzettiği için anlamını yitirir.

Anne babalar isteklerini, lâfı döndürüp dolaştırmadan, tekrarlamadan, yalvarmadan, bağırıp çağırmadan, yakınmadan, tehdit etmeden, ceza vermeden, kısacası çatışma yaşamadan anlatmak zorundadırlar.

 

Okan Bal
Uzman Psikolojik Danışman
Eğitim ve Öğrenci Danışmanı

 

 

Profesyonel Eğitim ve Öğrenci Danışmanlığı Desteği Almak İçin Randevu Alınız.

psikolojik-danisma-ogrenci-danismanligi-randevual1-gaziantep