Konuşma, geniş anlamda sözlü bir iletişim biçimidir. Doğal olarak da sözcükler önemli yer tutmaktadır. Canlı, amaca uygun sözcükleri seçme, bunları cümle içinde yerinde kullanma, her birinin ses ve anlamını doğru söyleme, konuşmanın etkisini ve güzelliğini artırmaktadır.
Konuşma, insanları etkileme araçlarından biridir. Konukların, yanlış anlamalarına neden olacak konuşmalar yapılmamalıdır. Konuşma, dinleyen kişilerin değer yargılarını, inançlarını, düşüncelerini olumlu yönde değiştirmeyi amaçlamalıdır.
Seçilen konu, konuğun ilgisini ve dikkatini çekmelidir. Hangi konuda olursa olsun, ilgi vedikkat dağıldığı zaman iletişim kopar. İlgi ve dikkatin canlı kalması, konukların güdülenmesine, onların meraklarının uyandırılmasına bağlıdır. Bunun yapılabilmesi için konukların kişisel özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir.
Konuklar, konuşanın kişisel özellikleriyle sözleri arasında bir bağ kurmaya çalışır. Yalan söyleyen bir kişinin yapacağı konuşma kimseyi etkilemez. Bu nedenle konuşmanın inandırıcılığında, konuşanın kişisel özellikleri de önemlidir.
Konuşma, belli bir amaca yönelik olmalıdır. Konuşmacı amacına ulaşmak için: “Konuklara neyi anlatmak istiyor? Onları hangi gerçeğe yöneltecek?” gibi soruları göz önünde bulundurmak zorundadır. Bir amaca yönelmeden yapılan konuşmalar, dağınık, etkisiz kalacak, konuklarda bir karşılık uyandırmayacaktır.
Etkili bir ses tonuna dayanmayan, el ve yüz hareketleriyle beslenip renklenmeyen bir konuşma, ölü bir konuşmadır. Sözcüklerin anlam ve duygu yükünü, ses tonu, el ve yüz hareketleriyle zenginleştirmek gerekir.